En azından bir öğleden sonrası, daima bir sisin sütten bir bariyer gibi kayacağını umabilirsin. | Open Subtitles | وفى فترة الظهيرة دائماً على الاقل تتوقع أن تجد عندما أنت أقلّ تَتوقّعُه موجات من الضباب تكون حاجزاً |
Dinamit, şu dere yatağını doğal bariyer olarak kullanıp yangının önünü kesin. | Open Subtitles | استخدمي روافد النهر باعتباره حاجزاً طبيعياً لصنع مانع من النيران. |
bariyer olsun diye araç getiriyorlar ama yetmez. | Open Subtitles | إنَّهم يصنعونَ حاجزاً من السيارات ولكن لن يكونَ ذلِكَـ كافياً |
daima bir öğleden sonrası hiç ummadığın bir anda... sisten bir çatı çöker aşağıya, sütlü bir bariyer gibi... tam sokak lambalarının altında durarak her şeyi keser. | Open Subtitles | وفى فترة الظهيرة دائماً على الاقل تتوقع أن تجد موجات من الضباب تكون حاجزاً تظل معلقة أسفل لمبات الشوارع وتخفى السماء تماماً |
Yani, Madantusi dilin bir engel olmadığını gösterir gibi görünüyor; aslında eğer isterlerse birbirlerine dil öğretebilirler. | TED | لذا، فقد أوضحت مادانتوسي أن اللغة ليست حاجزاً. في الواقع ربما بمقدورهم تعليم بعضهم البعض اللغة إذا أرادوا ذلك حقاً. |
Yılanlar ile aramıza bir bariyer koymalıyız. | Open Subtitles | سنصنع حاجزاً بيننا وبين الثعابين |
Onun etrafında koruyucu bir bariyer oluşturmuş. | Open Subtitles | قد خلقت حاجزاً من الحماية حوله |
Atları ve arabaları alıp, bariyer yapın! | Open Subtitles | احضروا الجياد و العربات ! اعملو حاجزاً |
Atları ve arabaları alıp bariyer yapın! | Open Subtitles | احضروا الجياد و العربات ! اعملو حاجزاً |
Seni canlı tutan tek şey kreması Theodore, çünkü kreması su geçirmez bir bariyer oluşturuyor. | Open Subtitles | هذه الطبقة هي ما تبقيك على قيد الحياة يا (ثيودور) لأنها تصنع حاجزاً مضاداً للمياه |
Batı Yakası'nı harap etti. Bu yüzden Kuzey Amerika'nın kalanını... korumak için devasa bir bariyer inşa edildi. | Open Subtitles | فتم بناء حاجزاً هائلاً لمحاولة حماية ما تبقى من (أميركا الشمالية) |
Sadece bunu siz ve gerçekliğin arasındaki bir engel yapmayın. | TED | ولكن لا تدعها تكون حاجزاً بينك وبين الحقيقة. |
Ve sen değilsin. Yani, inanç farklılıklarımız önümüzde aşılamaz bir engel oluşturuyor. | Open Subtitles | لذا، وكما ترين، فقد شكلّت فروقاتنا الدينيّة حاجزاً تعجيزيّاً |
O fanus bir engel değil. Değerli bir şey, seni iyi yapan şey. | Open Subtitles | هذا الزجاج، ليس حاجزاً بل هو أمر قيم، إنه ما يجعلك بخير |