Ama klübe gitmektense kulağıma keskin bir şey sokmayı tercih ederim. | Open Subtitles | لكني أفضل أن يلتصق شيء حاد في اذني من أن أذهب إلى النادي |
Ben koridordayken ışıklar gittinde hatırladığım son şey omzumda keskin bir ağrı olduğuydu. | Open Subtitles | والأضواء إنطفأت آخر ما أتذكر هو ألم حاد في كتفي |
Herkesin poposunda keskin bir acı var mı? | Open Subtitles | هل هناك الم حاد في مؤخرات الجميع ؟ |
akut böbreküstü bezi yetersizliği, geçici komaya yol açabilir. | Open Subtitles | عجز حاد في الغدة الكظرية ربما يسبب الغيبوبة المؤقتة |
Oğluma akut lenfoblastik lösemi teşhisi konulmuştu, ...Şam'a giden Paul gibi öylece uyandım, ...tek farkım benim iç çamaşırımda Bears Tailgater vardı. | Open Subtitles | شُخصت إصابة أبني بسرطان حاد في خلايا الدم البيضاء وقد صحوت |
Geçen gün duştan çıktığımda... havluyu almak için eğilince... göğsümde şiddetli bir ağrı hissettim. | Open Subtitles | في ذلك اليوم خرجت من الاستحمام وانحنيت لأمسك بمنشفة وشعرت بألم حاد في صدري |
Ama mide ve bağırsaktaki şiddetli bir ağrıdan da olabilir. | Open Subtitles | في العادة هو إشارة على إدمان الكحول لكن يمكن أن يحصل من إضطراب حاد في الجهاز الهضمي. |
Karnıma keskin bir ağrı saplanıp duruyor. | Open Subtitles | ما زلت أشعر بألم حاد في معدتي |
Çenesinde keskin bir ağrı vardı. Kolu da uyuşmuştu. | Open Subtitles | لقد كان يعاني من ألم حاد في فكّه , و ذراعه (كانت خدرانة (منمّلة |
akut M.R. Kirişsel ruptür olabilir. | Open Subtitles | قصور حاد في الصمام التاجي، قد يكون لديه تمزق داخلي. |
Zack Blumenthal, akut sistolik kalp yetmezliğine sebep olan bir toksin tarafından öldürülmüş. | Open Subtitles | كلا، زاك بلومونثال قُتل بسمّ يسبب قصور حاد في انقباضات القلب |
Omuzlardan bel kemiğine kadar şiddetli bir ağrı var. | Open Subtitles | أنه ألم حاد في الكتفين وأسفل العمود الفقري. |