"حاسماً" - Translation from Arabic to Turkish

    • kritik
        
    • Kesin
        
    • sonuçsuz
        
    • önemli bir
        
    • önemliydi
        
    Vatan ile savaş arasındaki kritik bağlantı 1918'de belirleyici oldu. Open Subtitles الإرتباط الحرج بين القتال والجبهة الداخلية أصبح حاسماً في 1918
    Volkanlar, yaşamı besleyip korumakta da kritik rol oynadılar. Open Subtitles فقد لعبت دوراً حاسماً في إعمار وحماية الحياة أيضاً.
    Ama belki de daha önemli olan şey bugün bilimde hala kritik önemde olan deneysel yöntemi kurmuş olmasıydı. Open Subtitles و هناك ما هو أهم فهو اسس الأسلوب التجريبي الذي مازال حاسماً للعلم حتي اليوم
    Onlara göre Moskova'yı vakit geçirmeksizin ele geçirmek demek Kesin zafere ulaşmak demekti. Open Subtitles أن الأستيلاء على العاصمه الروسيه دون أبطاء كما ينادى الجنرالات سيكون حاسماً لنتيجة الحرب
    Bana, dava için muhtemelen "sonuçsuz" hükmüne varılır dediler. Open Subtitles أخبروني أنهم يعتبرون الأمر غير حاسماً" على الأرجح"
    Kariyerin hakkında sana önemli bir soru sorabilir miyim? Open Subtitles أيمكنني أن أسألك سؤالاً حاسماً لحياتك المهنية؟
    Başkan'ın koruması olabilmen için bunlar çok önemliydi. Open Subtitles كان حاسماً لعملية نقلك إلى المفرزة الرئاسية
    Zincirleme patlamaya yalnızca reaktör çekirdeğinin kritik hale gelmesi neden olmuş olabilir. Open Subtitles ذلك التفاعل التسلسلي للأنفجار قد يكون السبب الوحيد الناجم من قلب المفاعل يكون حاسماً
    denildi. Ben de "siyahi" seçeneğini işaretledim ama kritik bir değişkenine bu kadar bilimsellik dışı bir şekilde yaklaşan bir araştırmanın sonuçlarına dair hiç güvenim yoktu olmuştu. TED ولهذا اخترت " أسود" ولكن لم يكن لدي أي ثقة فى نتائج دراسة تعامل متغيراً حاسماً بهذا الشكل غير العلمي.
    Parti dayanışması, kritik olacak. Open Subtitles وحدة الحزب ستكون أمراً حاسماً.
    Bir yere gidiyordur. Jeoloji Kesin bir bilim değildir. Open Subtitles يجب أن يقود لمكان ما ،علم الجيولوجيا ليس حاسماً
    Daha Kesin olamadığım için üzgünüm. Open Subtitles إنني متأسف لا أستطيع أن أكون حاسماً أكثر
    Şüpheleniyorum ama henüz Kesin değil. Maktul bıçaklanmışa benziyor. Open Subtitles أجل، لكنّه ليس حاسماً بعد، يبدو أنّ الضحية تعرضت للطعن.
    Oylama sonuçsuz çıktı. Open Subtitles التصويت ليس حاسماً يا سيدي الرئيس
    Kahretsin. Bu sonuçsuz oldu. Open Subtitles اللعنة , كان هذا غير حاسماً
    O.Y.İ. mermi parçaları bulmuş ama o zaman yapılan balistik inceleme sonuçsuz kalmış. Open Subtitles الآن، (و.م.ج) قد استعادة بعض شظايا الطلقة لكن اختبار الطلقات حينها لم يكن حاسماً
    Film projemde küçük ama çok önemli bir rolün vardı. Open Subtitles انت تلعب دوراً حاسماً في عرض الفديو الخاص بي هذا صحيح
    Hatırlayabileceğiniz en ufak detay, önemli bir ipucu olabilir. Open Subtitles أصغر التفاصيل التي يمكنكم تذكرها قد تكون دليلاً حاسماً
    Kendinize çok önemli bir soruyu sormayı unutuyorsunuz. Open Subtitles أعتقد أنّكم نسيتم جميعاً أن تسألوا أنفسكم سؤالاً حاسماً
    Küp çok önemliydi çünkü içinde Rambaldi'nin DNA'sı vardı. Open Subtitles كان سيكون هذا حاسماً لأنه كان يحتوي على الحمض النووي ( لـ ( رامبالدي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more