bilgisayar programına bilgisayar programıyla karşılık verelim. | Open Subtitles | ضع برنامجاً حاسوبياً آخر فحسب لمنافسة البرنامج الحاسوبي |
Ön hazırlık raporları ve ayrıca cesette bulduğumuz karmaşık bilgisayar kodu da orada. | Open Subtitles | هناك تقارير مُختبريّة تمهيديّة، فضلاً عن رمز مُجمّع حاسوبياً مكتوب على البقايا. |
Pekala, bir bilgisayar programı ayarlıyorum... resimlerini arayıp bütün izlerini silmek için... | Open Subtitles | حسناً ، لذا أنا أجهز برنامجاً حاسوبياً للتقدم في الإنترنت و أزيل كل أثر |
bilgisayar esaslı fraktal manzara programları... sadece ufak açı değişimleri ile görüntüleri üst üste bindirirken... aynı anda çeşitli yönlerde dönmesini sağlıyor, böylece doğanın gerçekçi bir simülasyonu elde ediliyor. | Open Subtitles | إنَّ برامج توّليد المناظر الكسورية حاسوبياً تأخذ مُثلثات صغيرة و تكدسهم أعلى بعضهم البعض بينما يدورون و يسحقون بعضهم على مختلف الجوانب لعمل نُسخ واقعية جداً من الطبيعة |
Gerçek adı Andy Goode'du ve bu dünyaya geri dönüp, bir bilgisayar programı yarattı. | Open Subtitles | فقد كان اسمه الحقيقي (آندي غود) ووضع برنامجاً حاسوبياً بهذا العالم |
Belli ki Bay Black bir bilgisayar programı kullanıyor. | Open Subtitles | من الواضح أن سيد (بلاك) يستخدم برنامجاً حاسوبياً |
Eğer Nick haklı ise, hayatlarımızın bilgisayar ürünü olduğu fikrine alışmamız gerekiyor. | Open Subtitles | إن كان (نيك) مُحقاً سيتوجب علينا الاعتياد على فكرة أنَّ حياتنا ليست سوى تمثيليات مُصنعة حاسوبياً |