Ve intikam mızrağı onları, yok olmanın eşiğine getirdi. | Open Subtitles | وعملية الإنتقام المستمرة هذه أودت بهم إلى حافة الإنقراض |
Doğal yaşamın ve insan savaşlarının ortadan kalkmasıyla büyülü varlıkların hepsini yok olmanın eşiğine sürüklemesinden dolayı koruma ve araştırma yapma amacıyla hükümete burada idame etme yetkisi verildi. | Open Subtitles | طريقة لدفع جميع الكائنات السحرية إلى حافة الإنقراض عبر تدمير الموائل الطبيعية والمعارك مع البشر هي أشياء مرخصة من قبل المنظمة التي تعيش هنا للحماية وأغراض البحث |
Ne yazık ki, Araplar'ın tüfek, köpek ve doğanla avlanma aşkları yakalı toy kuşu gibi bazı çöl hayvanlarını yok olmanın eşiğine getirdi. | Open Subtitles | من المحزن أن حب العرب للصيد بالبنادق والكلاب والصقور ...دفع بعض حيوانات الصحراء ...مثل طير الحبارى إلى حافة الإنقراض |
Ve şimdi de onu yok olmanın eşiğine getiriyor. | Open Subtitles | الآن هو يذهب بها إلى حافة الإنقراض |