Cristina, bu sadece bir vaka. Bir insanı sadece bir vakaya bakarak yargılayamazsın. | Open Subtitles | لا يُمكنُكِ الحكمُ على أحدٍ عبرَ حالةٍ واحدة |
Hevesliysen, gidip bize başka bir vaka bulabilirsin. | Open Subtitles | إذا كنتِ شغوفة، يمكنكِ إيجاد حالةٍ جديدةٍ لنا |
Bu departman sorunlu ve bu sorun düzeltilene kadar gerçek bir vaka almayacağım. | Open Subtitles | {\pos(194,215)}لقد تعطّل القسم ولن أحصلَ على حالةٍ حقيقيّة ما لم أصلح من حاله |
durumu çok ciddi, ve Desert Palm hastanesine kaldırıldı. | Open Subtitles | هي في حالةٍ جدّية جداً و أُخِذَ لهِجْر مستشفى النخلةِ. |
Oğlunun durumu kötü Carlos. Sense işleri iyice zorlaştırıyorsun. | Open Subtitles | ابنك في حالةٍ يرثى لها وأنت تستمرّ في تعقيد الأمور أكثر |
Bizi ekecek misin yani, kaçıp başka bir vaka üzerinde mi çalışacaksın? | Open Subtitles | إذن ستتركنا وتهرب لتعمل على حالةٍ أخرى؟ |
İlginç bir vaka incelemesi. | Open Subtitles | ستكون دراسة حالةٍ مثيرة |
Bu ilginç bir vaka. | Open Subtitles | يا لها من حالةٍ رائعة! |
Yalvarırım izin ver. durumu kötü anlamıyor musun! | Open Subtitles | دع ابني يخرج، أرجوك إنّه في حالةٍ يرثى لها |
Özellikle de ortada durumu kritik bir sivil varken. | Open Subtitles | خصوصاً عند الأخذِ بالإعتبارِ وجودَ ضحيةٍ في حالةٍ حرجة |
Geçtiğimiz salı günü Oswald Eyalet Hapishanesindeyken kalp krizi geçiren siyah Müslüman Lider Kareem Said'in durumu ciddiyetini koruyor. | Open Subtitles | القائد المسلم الأسمر، (كريم سعيد) مايزال في حالةٍ حرجةٍ في سجن ولاية (أوزولد) بعدما تعرض لنوبةٍ قلبيةٍ، الخميس الماضي. |
- Shepherd. Pekala, şu anda hastanın durumu stabil. | Open Subtitles | حسناً، هذا الرجل الآن في حالةٍ مستقرّة |
- Bir ambulans çağırabilirdiniz. - durumu iyi değildi. | Open Subtitles | كنت سأتصل بالإسعاف - لقد كان في حالةٍ سيئة - |
Benchley Memorial'de yatıyor ve durumu ciddiyetini koruyor. | Open Subtitles | و بَقيَ في مَشفى (بينشلي) التَذكاري في حالةٍ حَرِجَة |