Yirmi yıIlık bir kaçak için iyi durumda. Nerede şu anda? | Open Subtitles | إنها في حالة جيدة بعمر 20 سنة هاربة, أين هي بالضبط؟ |
En son l böyle iyi durumda değildi, onu gördüm. | Open Subtitles | المرة الأخيرة التي رأيته فيها لم يكن في حالة جيدة |
- Çok iyi durumda. - 1500 yaşında, bu kadar iyi durumda olmamalıydı. | Open Subtitles | إنه في حالة جيدة 1500 سنة من المفروض ألا يكون بهذه الحالة الجيدة |
Bu geçirdiklerimizden sonra bazen şaşıyorum, asilerle ve hepsiyle olabileceğimiz kadar iyiyiz. | Open Subtitles | بكل ما مررنا به, احيان اندهش نحن فى حالة جيدة كما نحن |
Balayına da bizimle gelmediğiniz sürece, sorun yok. | Open Subtitles | شكرا. طالما كنت لا يأتي على شهر العسل الفعلي معنا، نحن في حالة جيدة. |
Belki vücudunun bununla başa çıkabileceğini düşünüyordur. Çok formda olduğu için. | Open Subtitles | ربما يعتقد أن جسده يحتمل ذلك هو في حالة جيدة |
Formun yerinde gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن أنك في حالة جيدة |
13 yıldan sonra hayata dönmeye uygun durumda olacağını mı sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن أنك ستجده في حالة جيدة لأحياءه بعد 13 عاما؟ |
Evet, evinizin tamamı harika durumda. | Open Subtitles | نعم، منزلك بأكملة في حالة جيدة |
Boyumu aşan işlere kalkıştım Nick. Çok kötü bir şey yapıyorum. | Open Subtitles | لست في حالة جيدة ، وأنا أفعل شيء سيء للغاية |
Gerçeği zaten söylüyorum ama iyi hissetmiyorum. | Open Subtitles | انا اقول الحقيقة ولا اشعر انني في حالة جيدة |
Jenny şu an gayet iyi durumda ve ben bunu bozmak istemiyorum. | Open Subtitles | وأنها في حالة جيدة الأن ولا اريد ان أضرب بهذا عرض الحائط |
Tıpkı bir çoğunuz gibi, dünyanın pek de iyi durumda olmadığını düşünmüştüm. | TED | كالعديد منكم، فكرت أن كوكب الأرض لم يكن في حالة جيدة. |
İyi durumda değilsin. Benimle boğuşmamalısın. | Open Subtitles | انت لست فى حالة جيدة لايجب ان تتعارك معى |
Burada işte. Bu sefer şanslısınız. Çok iyi durumda. | Open Subtitles | إنها هنا، أنت محظوظ هذه المرة لقد بقيت في حالة جيدة |
Çünkü iyi durumda değilim. Bir süre sonra ders veremiyorum. | Open Subtitles | إننى لست فى حالة جيدة لأننى لم أقم بالتدريس لفترة طويلة |
Lastikler patlamamış, iyi durumda sayılır. | Open Subtitles | والإطارات ليست مسطحة، لذلك نحن في حالة جيدة. |
Şartlar göz önüne alınırsa, gayet iyiyiz. | Open Subtitles | بأخذ الظروفِ في الإعتبار نحن في حالة جيدة |
Caroline'ın bölümde gayet iyiyiz. | Open Subtitles | أوه ، نحن في حالة جيدة في منطقة كارولين. |
Yani sorun yok o zaman. | Open Subtitles | لذلك نحن في حالة جيدة بعد ذلك. |