bizim durumumuzda ise, bie sembolü tasarlamak ve yapmak için kullanmak istiyoruz. | TED | وهذا الأمر ، في حالتنا نريد أن نستخدمه لتصميم وعمل رمز معين. |
Buna katılıyorum ama bizim durumumuzda birimiz ötekinden çok daha yetişkin. | Open Subtitles | أوافقك الرأي ولكن في حالتنا هذه أحدنا أكبر بكثير من الأخر |
Verdiğimiz nefes ve içerisindeki uçucu organik bileşenler fizyolojik durumumuz hakkında çok büyük miktarda bilgi taşıyor. | TED | نَفسنا وخليط المركبات المتطايرة الذي نخرجه في عملية الزفير، يحمل كمّ معلومات هائل عن حالتنا الجسدية. |
durumumuz dağdaki göle benziyor: yüzüyoruz, ama herkes kendi köşesinden başlıyor. | Open Subtitles | حالتنا كبحيرة في جبل و كلانا يحاول السباحة و كلانا بدأ من ضفة مختلفة |
Ve elbette, bu durumda işlerimiz de birbirine benzemeye başladı. | TED | وبالتأكيد٬ في حالتنا بدأ عملنا يبدو متشابها. |
durum şu; | Open Subtitles | حالتنا فى هذا الوضع, شيليدرز يستلم الأوامر بشكل منظم |
Artık gelişmelere göre durumumuzu idare edeceğiz. Öyle değil mi? | Open Subtitles | حسنٌ، سيتعيّن أن نتعامل مع حالتنا بينما تتطور، أليس كذلك؟ |
Şu durumumuzda onları indiremeyiz. Mecbur kalırsak onları arkamıza takmamız gerekecek. | Open Subtitles | لا يمكننا قتالهم في حالتنا الراهنة، سنضطرّ لاقتيادهم بعيدًا إن اضطررنا. |
bizim durumumuzda, Tokyo'nun dağlarına gitmemiz gerek; nesiller boyunca giysi üreten küçük bir fabrikaya. | TED | في حالتنا اضطررنا للذهاب إلى جبال طوكيو إلى مصنع صغير كان يصنع ملابس الكيمونو لأجيال. |
Bu, nesnenin yeniden oluşturulmadan önce, bilgisinin tamamen alınmış olmasını sağlıyor, ya da, bizim durumumuzda, bir insanın. | Open Subtitles | هذا يضمن أن لدية كل المعلومات قبل أن يعيد تجميع الأجسام أو في حالتنا, الشخص |
Dinle. durumumuzda çok yakında bir değişiklik olabilir. | Open Subtitles | إسمع ، حالتنا ربما ستتغير قريباً جداً .. |
Şu an durumumuz iyi ama biz daha ufakken, çok sıkıntı çektik. | Open Subtitles | أقصد ، أن حالتنا الآن جيدة و لكن عندما كنا صغاراً فقد مررنا بحياة عسيرة للغاية |
durumumuz düzelene kadar Don. | Open Subtitles | كلانا سيعمل الى أن تتحسن حالتنا الاقتصادية |
İkimiz de. durumumuz düzelene kadar Don. | Open Subtitles | كلانا سيعمل الى أن تتحسن حالتنا الاقتصادية |
Bu durumda, Rolls Royce'umun karoseri 18-karat altın. | Open Subtitles | وفى حالتنا هذه ، هيكل الرولز رويس هو ذهب 18 قراط |
Esasında yeterince yükselmiş durumda annemden kalan mirasla birlikte refah seviyemiz yüksekte. | Open Subtitles | فحقيقة حَصلَ على ما يريد من علو شأنه بميراثِ أمه حالتنا المالية ممتازةُ جداً |
Tamam, süper ahbaplar... tehlike alarmı durum raporuna ihtiyacım var. | Open Subtitles | حسنا، رفاقي الخارقين أريد تقرير الإنذار الخطير حول حالتنا |
Bu durum sonunda çocuğun senin düşündüğün şey veya kişi olmadığının farkına varman için yeterli mi? | Open Subtitles | هل حالتنا هذه كافية لك لتدرك أن الصبي ليس كما تعتقده؟ |
Çavuş, kumandan onların bizim durumumuzu anlayana kadar hava desteğini beklemede tutacağını söylüyor. | Open Subtitles | أيها العرّيف ، القيادة تقول أن الدعم الجويّ ينتظر حتّى يعرفوا حالتنا |
Merak ettim, bizim davamız mı yoksa sen mi araştırıyorsun? | Open Subtitles | أنا كنت فقط أتسائل، هل بأنّ حالتنا أو كانت تتابعه بشكل مستقل؟ |
Bizi şu anki durumumuza getiren yarım yamalak gerçekler bunlar. | Open Subtitles | هذه بالضبط أنصاف الحقائق التي أدت إلى حالتنا الراهنة |
- Biz çok kötü durumdayız! - Orada kaç kişi var? | Open Subtitles | حالتنا مزرية للغاية - كم عددهم هناك؟ |
bizim olayımızda, sorumlu taraf hep bendim. | Open Subtitles | وفى حالتنا هذه كنت دوماً الطرف المسئول |
Çoğumuzun içinde bulunduğu arzularımız ve Durumumuzun gerçekliği arasındaki ikilem. | TED | الانقسام الذي يشعر به كل واحد منا حول ما نتوق إليه وواقع حالتنا. |
"Mali durumumuzdaki sıkıntıdan dolayı üzülerek belirtirim ki istasyonunuzu yine de kapatmak zorundayız. | Open Subtitles | بسبب حالتنا المالية الضعيفة و يؤسفنا بأن نخبركم بإننا ما زلنا بأنه يجب إغلاق قسمك |