"حالفنا" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaver
        
    • şanslıydık
        
    • şanslıysak
        
    • Şansımız
        
    • Şanslıymışız
        
    Evet Çavuş, şansızımız yaver gitti. Open Subtitles حسنا يا سيرجنت .. لقد حالفنا الحظ بعد كل هذا
    Leela, bu sefer Şansımız yaver gitti, ama daha dikkatli olman gerekirdi. Open Subtitles لقد حالفنا الحظ هذه المره يا ليلا لكن يجب أن تكوني أكثر حذراً
    Birkaç problemimiz var Şansımız bu etkileyici balon koleksiyonunda daha yaver gidiyor. Open Subtitles لقد حالفنا الحظ أكثر بتطوير هذه المجموعة من البالونات
    Ailesiyle önceden şanslıydık ama bir masumu öldürmeden önce onları durdurmalıyız. Open Subtitles أوه ، لقد حالفنا الحظ مع أهلها من قبل . لكن يجب أن نوقفهم قبل أن يقتلوا بريء
    Şafak söküp avukatlar gelene kadar. O da eğer şanslıysak. Open Subtitles حتّى الفجر قبل أن يظهر المحامين، هذا إن حالفنا الحظّ.
    Umarım Şansımız yaver gider de o yaratık etimizi gözleriyle yer. Open Subtitles ربما قد حالفنا الحظ حيث ان هذا الوحش يمكن ان يلتهمنا بعينيه
    Tamam, gizemli adamımızın yüzü ile ilgili şansın yaver gitti mi? Open Subtitles حسنًا، هل حالفنا الحظ في التعرف على وجه رجلنا الغامض؟
    Bu sefer Şansımız yaver gitti ve içmenizin tek akıbeti münasebetsiz bir anda kusmanız oldu. Open Subtitles لقد حالفنا الحظ هذه المرة وعواقب شربكم بعض من التقيؤ المؤقت
    Diyelim ki Şansımız yaver gitti yani bayağı bir yaver gitti ve gizli görevdeki bir polis ya da kafadan kontak bir taklitçi olmayan birini bulduk diyelim... Open Subtitles لنقل إن حالفنا الحظ أعني، حظ هائل، وعثرنا على رجل ليس شرطيّ متخفي،
    Şansımız yine yaver gitti. Open Subtitles ، لقد حالفنا الحظ مرة أخرى لقد وصلنا هناك بعد عشرين ثانية
    Belki bu sefer şansı yaver gider kimse ona bakmaya gelmez ve hepimiz özgür olurduk. Open Subtitles ربما حالفنا الحظ هذه المرة، ولن يفتش أحد المكان، ويمكننا جميعاً أن نتحرر.
    - Şansımız yaver gitti. Open Subtitles الرحب و السعة انطلقي، قد حالفنا الحظّ حالفنا''؟
    Şansımız yaver gitti. Etrafı net görmemiz lazım. Open Subtitles لقد حالفنا الحظ إننا نحتاج لإمكانية الرؤية
    Gidip güvenlik görüntülerini alacağım. Eğer Şansımız yaver giderse haber veririm. Open Subtitles سأطلب أشرطة الفيديو الأمنية، سأعلمكم إذا حالفنا الحظ.
    Dün Şansımız yaver gitti. Ama hepimizin haşatı çıkmış durumda, özellikle de senin. Open Subtitles حالفنا الحظّ بالأمس، جميعنا تضررنا، وأنت بالذات.
    - Şansımız yaver giderse bütün operasyonu çökertiriz. Open Subtitles ،إذا ما حالفنا الحظّ سنُخرّب العمليّة بأكملها لا
    Rusya geçen sene kutunun dışından oldukça uzaktaydı, belki şansları yaver gitmiştir. Open Subtitles في آخر عام لذا ربما كان قد حالفنا الحظ أية مؤامرات
    Şansımız yaver giderse teklif savaşına bile girebilirler. Open Subtitles إذا حالفنا الحظ ، فسيكون بين أيدينا حرب مُزايدة ألم يكُن هذا طريفاً ؟
    Yaşananlara bakınca bunu söylediğimde bile kendimi kötü hissediyorum, ama oldukça şanslıydık, değil mi? Open Subtitles ،أشعر بالسوء لقول ذلك حتى .. بعدما حصل ما حصل ولكن .. حالفنا الحظ، أليس كذلك؟
    Tankta bir, iki itişlik yakıt var... o da şanslıysak. Open Subtitles لديّ ما يكفي لدفعة أو أثنتين فقط إن حالفنا الحظ
    Eğer Şansımız varsa, bu ikisi yakınlaşacak, dediğimi anlarsınız. Open Subtitles إذا حالفنا الحظ سيتقارب هذان الاثنان إن كنتم تفهمونني
    Şanslıymışız. Farhampton içki dükkânı epey lüksmüş. Open Subtitles لقد حالفنا الحظ اتضح أن متجر خمور فارهامبتون راقي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more