| The Assosicaton.6ıncı caddede bir bar. pek çok genç kadın gelir? | Open Subtitles | "آسوسيشن" هي حانة في الشارع السادس به كثير من النساء الصغيرات |
| Ben ve arkadaşlarım Philadelphia'nın güneyinde bir bar işletiyoruz. | Open Subtitles | الآن، أصدقائي و أنا نملك ونشتغل في حانة في جنوب فيلاديلفيا |
| - Bob komada. Lydecker diye biri üç gün önce Lotown'da bar çıkışı saldırıya uğradı. | Open Subtitles | رجل بإسم "ليديكر" تعرّض لإعتداء قبل ثلاثة أيام خارج حانة في "لوتاون" |
| Nina, Doğu Village'daki bir barda bir içki almış. | Open Subtitles | اشترت نينا مشروبا من حانة في القرية الشرقية |
| Tatlı üniversiteli Benicio'yla tanıştığında bir Harvard barında garsonmuş. | Open Subtitles | كانت تعمل نادلةً في حانة في هارفارد عندما قابلت طالب لطيف اسمه بينيسيو |
| Kerouac'la Ginsburg San Fransisco'da bir barın altına bir tane gömmüşler. | Open Subtitles | كيرواك وغينسبرغ دفنا واحده اسفل حانة في سان فرانسيسكو |
| - Hayır burada, bu arabada. Buz gibi kahve içip gecenin bir yarısı bir bar sahibini takip etmeyi diyorum. | Open Subtitles | كلاّ، بل هُنا، في هذه السيّارة، ونشرب قهوة بارعة، ونُطارد مالك حانة في مُنتصف الليل. |
| Ayrıca Los Angeles'ta giremediğim bir bar var yahu, kabul edilemez. | Open Subtitles | وايضًا ، هنالك حانة في لوس أنجلوس لا أستطيع الدخول إليها هذا غير مقبول |
| - Dokuzuncu bölge de bir bar işleten birine satmışlar. | Open Subtitles | -باعوها الى شخص يدير حانة في القطاع تسعة |
| Manhattan'da bir bar var, kadehleri soğutuyorlar. | Open Subtitles | هناك حانة في مانهاتن فيه الكؤوس مبرّدة |
| GÜneydoğuda bir bar, 2 ölü. | Open Subtitles | قتيلان في حانة في الجنوب الشرقي |
| Cumberland yakınlarındaki göletin orada bir bar var. | Open Subtitles | هناك حانة في بركة قريباَ من " كمبرلاند " |
| - Bob komada. Lydecker diye biri üç gün önce Lotown'da bar çıkışı saldırıya uğradı. | Open Subtitles | رجل بإسم "ليديكر" تعرّض لإعتداء قبل ثلاثة أيام خارج حانة في "لوتاون" |
| Florida'da bar mı açacaksın. | Open Subtitles | حانة في فلوريدا ؟ |
| Neden bu yarışmayı Manhattan'daki bir barda yapmazlar? | Open Subtitles | أنا دون أبوس]؛ ر فهم لماذا كولدن، تي عقد المسابقة في حانة في مانهاتن. |
| Gardena'daki bir barda kendime içki ısmarlatıyordum. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أَتسوّلُ في a حانة في غاردينا : |
| Britanya'da bir otelin barında oturup kızın biriyle içki içmek istesem yapamam çünkü "Bu adam ne yapıyor?" diye dedikodu başlar hemen. | Open Subtitles | لو كنت في حانة في فندق في بريطانيا، والحق، وكنت أرغب في تناول مشروب مع شاب، أنا لا يمكن أن تفعل ذلك، السبب سيكون هناك |
| Omaha'da bir barın dışında. O sıra bir grup motorcuyu dövüyormuş. | Open Subtitles | خارج حانة في (أوماها)، ضرب فريقاً من ملائكة الجحيم |
| Bebek Diego, Buenos Aires'te bir barın önünde bıçaklandı... imza vermeyi reddettiği için. | Open Subtitles | طعن دييغو الصغير خارج حانة في بوينوس أيرس بعد رفضه إعطاء توقيعه لأحدهم |
| Tabii, o da tıpkı dünkü gibi bugün de Hoboken'de barmen. | Open Subtitles | نعم، مازال ساقي حانة في (هوبوكن) كما كان بالأمس |
| Meydanın sonunda, çok güzel sosis yapan bir taverna var! | Open Subtitles | هناك حانة في طرف الميدان، يقدمون سُجُق رائع. |
| Montauk'ta bir barda işe girdi. "Kaçak Yolcu" muydu adı? | Open Subtitles | (حصل على وظيفة لدى حانة في (مونتاك اسمها (ذا ستوواي)؟ |
| Sanırım Saint-Germain'de bir barda çalışıyor. | Open Subtitles | أعتقد أنها تعمل في حانة في "سان جيرمان". |
| Manchester, New Jersey'de bir barın adresi. | Open Subtitles | هذا عنوان، حانة في مانشستر، نيو جيرسي. |