Bak, ben güzel bir şey yapmaya çalıştım. Ama bir aile olacaksak eğer, senin de bazı konularda uzlaşman gerek. | Open Subtitles | اسمعيني، لقد حاولت القيام بشيء لطيف ولكن إن كنا سنكون عائلة.. |
Benim suçum değil. İyi bir şey yapmaya çalıştım. | Open Subtitles | ليست غلطتي حاولت القيام بشيء لطيف |
Doğru şeyi yapmaya çalıştım ama çok aptallık ettim. | Open Subtitles | لقد حاولت القيام بالأمر الصائب لكن... يا لي من أحمق |
Bir şey yapmaya kalkışırsan, kızların 20 kişi tarafından tecavüze uğrar. | Open Subtitles | إذا حاولت القيام بأي شيء، بناتك سيتعرضن للعنف من قبل 20 فرداً |
Bir şey yapmaya kalkışırsan, kızların 20 kişi tarafından tecavüze uğrar. | Open Subtitles | إذا حاولت القيام بأي شيء، بناتك سيتعرضن للعنف من قبل 20 فرداً |
Kahrolası! Her şeyi denedim ama yine de, her hafta en az bir geyiğe çarpıyorum! | Open Subtitles | اللعنة , لقد حاولت القيام بكل شىء و ما زلت كل أسبوع |
Bir şeyler yapmaya kalkarsan bunu gözünden içeri sokup beynini oyarım. | Open Subtitles | ان حاولت القيام بـ أي شيء سأغرز هذا في عينكِ إلى داخل دماغك |
Senin için güzel bir şey yapmaya çalıştım ve ben... | Open Subtitles | حاولت القيام بشيء لطيف منأجلك... |
Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. | Open Subtitles | حاولت القيام بأفضل ما لدي. |
Bir şey yapmaya kalkışırsan kafan yerinde olmayacak. | Open Subtitles | لكن رأسك لن ينموا اذا حاولت القيام بأي شيء |
denedim, ama pek işe yaramadı. | Open Subtitles | لقد حاولت القيام بذلك لكن لم تخرج النّسخة جيّدة |
Bu oyunu bir daha asla oynamayacağımızı söylemekle kalmadın bunu bir daha yapmaya kalkarsan seni reddetmekle kalmayıp gerekirse seni engellemem için bana izin vermiştim. | Open Subtitles | أنت لم تقولي فقط أننا لن نقوم بهذا ثانية و لكنك قلت أنك لو حاولت القيام بما تريدين القيام به فلدي الحق ليس فقط للرفض ولكن لدي الحق أن أقيد مؤخرتك لو لزم الأمر |