Birden bire pazar açılıyor. Seçenekleri şöyle: bir üzüm ya da iki üzüm. | TED | فجأة يفتح السوق. هنا عليها أن تختار: حبة أم حبتان من العنب. |
İki tane al, bir şeyin kalmaz. | Open Subtitles | حبتان من هذا الدواء ستؤدي غرضها بشكل مباشر |
İki yerfıstığı yolda yürüyorlarmış... | Open Subtitles | حبتان من الفول السوداني كانا يمشيان في الشارع |
- Biliyorum, ama sonra bu bebişlerden iki tane çaktım. | Open Subtitles | اعلم كنت كذلك ولكن تغوطت حبتان من هؤولاء ماهذه يا دي ؟ |
Bak sen bize, bir elmanın iki yarısı. | Open Subtitles | حسنا,الان انضر الينا حبتان من البازلاء في وعاء |
İki doz afyon işi çözecektir, sanırım. | Open Subtitles | حسناً، حبتان من الأفيون حسبما أعتقد سيفعلون اللازم |
İki beyaz, seni dengede tutuyor. Bir mavi de kendine getiriyor. | Open Subtitles | حبتان من الأبيض لإبقائك منتبهاً وزرقاء لتهدئت |
Bodyguardlarımdan iki hap aldım gitmeden ve bunu Rebecca'ya söylediklerine eminim. | Open Subtitles | اذا لقد اخذت حبتان من حارسي قبل ان ارحل و انا متأكد انهم اخبروا ريبيكا |
Durant, bundan iki tane al, sonra sabah beni ara. | Open Subtitles | خذ حبتان من هذا واتصل بى فى الصباح |
Güzel haberim var! İki aspirin içtim ve kendimi... | Open Subtitles | أخبار جيدة، تناولت حبتان من ..الـ"أسبيرين" وأنا أشعر بالكثير من |
İki tane ağrı kesici verir misin? | Open Subtitles | ناولني حبتان من مسكن الألم |
-Bir bardak soda daha mı? -Belvedere Martini, iki zeytinli, lütfen. | Open Subtitles | اريد (بلفيدير مارتيني)، مع حبتان من الزيتون رجائاً.. |
Panzehirden sadece iki tane var. | Open Subtitles | لا يوجد سوى حبتان من الترياق |
Bunlardan iki tane. | Open Subtitles | أجل، حبتان من العلاج |