Hatta sınıf arkadaşlarımın kafasına siyah mürekkep döktüklerinide izledim, bir başkası ve sonra başkası. | Open Subtitles | لقد رأيت زملائى حتى و هم يسكبون حبر أسود على رأسه مرة بعد مرة مرة بعد مرة |
Adli tabip raporunda lekenin siyah mürekkep olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | تقرير الفحص الطبي يقول أنه حبر أسود |
Altını eritti, biraz siyah mürekkep karıştırdı... her amatör kimyacı bunu yapabilirdi ve sonra yazmaya başladı. | Open Subtitles | ذابَ أسفل الذهبِ، إختلطَ في a حبر أسود إلى حدٍّ ما... أيّ صيدلي هاوي كان يُمكنُ أنْ يَعْملَه |
siyah mürekkep lekesi. | Open Subtitles | نقطه حبر أسود كبيره |
Bullock. siyah mürekkep. Kurbanımızda olduğu gibi. | Open Subtitles | يا (بولوك)، حبر أسود مثل الموجود على الضحية تماماً. |