Uzak atalarınız o şekli sevmişlerdi ve onu yapabilmek için gerekli olan beceride güzelliği görmüşlerdi; bu sevgilerini kelimelere dökemeden önce bile. | TED | أحب اجدادكم القدماء هذا الشكل و وجدوا الجمال في الحرفة التي تتطلب صنعه حتى قبل ذلك كان بمكنهم التعبير عن حبهم بالكلمات |
Bu insanlar sadece sevdikleriyle yeteri kadar vakit geçirmedikleri ve sevgilerini paylaşmadıkları için pişman oluyorlardı. | TED | الأمر الوحيد الذين يندمون لأجله هو أنهم لم يقضوا الوقت الكافي مع أحبائهم ولم ينشروا حبهم. |
Aşkları ateşi daha da körükledi. Ve o bahar pekçok başka rakun gibi Shoukichi ve Okiyo'nun da dört yavru rakunları oldu. | Open Subtitles | ان حبهم قد زاد فقط تأجج النار و مثل الكثير من الراكون بالربيع اربع من الراكون الصغار تم ولادتهم لشوكيجي و اوكيو |
Yani, Onların aşk bağlantı psişik bağlantı çeşit açtı ne düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | إذاً تظن أن وصلة حبهم فتحت قناة من نوع فيزيائي ؟ |
Her neyse, şimdi biz aşklarının perili mezarlığında pazarlığa oturacağız. | Open Subtitles | في مقبرة حبهم المسكونة. قمت بهذا المقطع وحدي. |
Tanrım birkaç arkadaş korusun Ne ... birbirlerine olan kardeşçe sevgi ifade edemez! | Open Subtitles | ماذا صديقين مثلا لا يستطيعوا التعبير عن حبهم الاخوى لبعضهم احبك يا رجل |
Bazı insanlar sevgilerini ifade etmek için, kendilerini bırakmazlar. | Open Subtitles | بعض الناس لا يفعلون ذالك ان يتركوا انفسهم تعبر عن حبهم |
Pek çok doğum uzmanı ve jinekolog bu ülkenin kadınlarına olan sevgilerini gösteremiyor. | Open Subtitles | الكثير من المواطنين غير قادرين على ممارسة حبهم مع النساء عبر كل هذه البلاد |
Çocuklar tuhaftır. Bazen sevgilerini garip yollardan gösterirler. | Open Subtitles | الأطفال غريبين ولديهم طريقة مضحكة في إظهار حبهم بعض الأحيان |
17 kara sevdalı, aşklarına cevap bulmuşlardı, kalan 15'ini de, Aşkları yeni terketmişti. | TED | 17ممن كانوا يهيمون بالحب تمسكوا بحبهم و 15ممنهم تنازلوا عن حبهم |
Bak, Onların Aşkları pamuk ipliğine bağlı. | Open Subtitles | اسمحوا لي أن أقول لك هذا,حبهم معلق بخيط رفيع. |
"Aşkları için hayatlarını feda eden insanları enayi sanırdım" | Open Subtitles | أعتقد أن الناس الذين تخلو عن كل حياتهم من أجل حبهم ، كانو مثل هؤلاء الحمقى |
Onların aşk hikayelerini duyduksan sonra anladım tutkunun ne olduğunu, | Open Subtitles | في الحقيقة بعد سماع قصة حبهم كان لدي تلك العاطفة، |
Futbol yıldızımız , dün geceki aşk macerasından sonra maktulü havuza atmış. | Open Subtitles | نجم كرة قدمنا رمى الضحية في البركة تمامًا بجانب عرين حبهم البارحة. |
aşklarının romantizmi budur sanırlar. | Open Subtitles | أنهن سيعتقدن بأنها عقبة كبيرة في طريق حبهم |
İlk aşklarının doğum günü gibi bir şey değildir inşallah? | Open Subtitles | ليس عيد ميلاد حبهم الأول أو أي شىء كهذا، أليس كذلك؟ |
Tabii ki kendi yaşıtları gibi savaştılar ama birbirlerine duydukları sevgi çok güçlüydü ve Michael beni asla yalnız bırakmadı. | Open Subtitles | بالتأكيد كانوا يتشاجرون كأي أولاد في عمرهم لكن حبهم لأحدهم الآخر كان أقوى بكثير و ولدي مايكل لن يتركني لوحدي أبداً |
'Onların aşkı derin bir anlayış üzerine kurulmuştur... '...her ikisi de birbirini olduğu gibi kabul etmektedir.' | Open Subtitles | حبهم يستند على مفهوم الاستيعاب و الفهم و قبول الشخص الآخر |
İnsanlar aşık olur, sonra aşk biter. | Open Subtitles | الناس يقعون في الحب ثم يتوقفون عن حب الذين وقعوا في حبهم |
Orada bir gölün üzerinde kayıp giderken, benimle aynı rüzgara bakıp, sevgisini gönderen birisi vardır diye düşünürüm. | Open Subtitles | أتخيل وجود شخص ما يطفو على سطح بحيرة يتأمل نفس الغيوم يرسلون حبهم لي أيضاً |
İnsanların Aşklarını en harika şekilde ifade edebilmeleri için uğraştın. | Open Subtitles | لقد دافعت عن حقوق الناس .. في التعبير عن حبهم |
Bir daha asla kavuşamayacakları sevdiklerini yitiren İnsanların feryatlarını duymadınız mı? | Open Subtitles | أتسمعون نداءات الناس؟ الناس الذين يخسرون حبهم لا يمكن أن يتعافوا |
Onların saf aşkıyla hikaye burada sonlanıyor. | Open Subtitles | قصة حبهم بلغت ذروتها |
Erkekler seni yakalamak için havaalanında koşarak aşkından öldüğünü sana söylemek için gecenin bir yarısı kapını çalmazlar. | Open Subtitles | الرجال لا يجرون من المطارات و لا يطرقون بابك في منتصف الليل معبرين عن حبهم لك |
Almanlar annelerinden daha çok kurallarını seviyorlar. | Open Subtitles | والألمان يحبون القوانين أكثر من حبهم لإمهاتِهم |
Tıpkı bizim devrimciler gibi özgürlük tutkuları yaşam sevgilerinden daha büyük boyuttaydı. | Open Subtitles | تماما مثل ثوارنا... عاطفتهم نحو الحرية كانت أعظم من حبهم لحياتهم. |