"حبيبته" - Translation from Arabic to Turkish

    • tatlım
        
    • sevgilisi
        
    • kız arkadaşı
        
    • kız arkadaşını
        
    • sevgilisini
        
    • kız arkadaşının
        
    • hayatım
        
    • sevgilisiyle
        
    • sevgilisine
        
    • kız arkadaşıyım
        
    • arkadaşıyla
        
    • canım
        
    • sevgilisinin
        
    • sevdiği
        
    • sevgili
        
    tatlım seni seviyorum, dünyam sensin sanırdım, ama korkarım sen bunu önemsemiyorsun Open Subtitles حبيبته أنا أحبك ، أعتقد أن العالم واحد منكم ، لكنني أخشى كنت لا تهتم لي
    Ama işler bu şekilde mi yürüyor bilmiyorum, tatlım. Open Subtitles ولكن أنا لا أعرف إذا كانت هذه هي الطريقة التي يعمل بها، حبيبته.
    1942'de Bonica, mezun oldu, ve maçların birinde tanıştığı, sevgilisi Emma ile evlendi. TED في عام 1942، تخرج بونيكا من كلية الطب وتزوج من إيما حبيبته التي التقى بها في أحدى مبارياته قبل عدة سنوات
    İkincisi, özel hayatımı, kız arkadaşı şeyine taktığı çorap olan biriyle tartışacak değilim. Open Subtitles وثانياً,وأنا لن أقوم بمناقشة حياتي الشخصية مع واحد تكون حبيبته الحالية جورب رياضي
    Miguel yalnızca kız arkadaşını kaybetmedi, tüm sosyal hayatını, Sharon'un kilisesindeki o topluluğu da kaybetti. TED فلم يفقد ميغيل حبيبته فقط، فقد حياته الاجتماعية بالكامل، والمجتمع الداعم لكنيسة شارون.
    Hadi sivilceden önceki ana, Justin'in eski sevgilisini görmesinden de geriye gidelim. TED دعونا نعود إلى قبل تكون البثور ، إلى قبل المرحلة التي رأى فيها جستن حبيبته
    kız arkadaşının Facebook sayfasında etkileşim içindeymiş. TED فوجدوا أنه يتواصل على صفحة حبيبته على الفيس بوك.
    tatlım, senin için ne yapabilirim? Open Subtitles مهلا حبيبته. ما الذي يمكنني أن أفعله من أجلك؟
    Belli ki ölmeye gelmiş tatlım. Open Subtitles أوه، وقال انه جاء الى هنا للموت، حبيبته. ومن الواضح.
    - Tanrıya şükür, Maggie sorun yok tatlım. Open Subtitles أوه، والحمد لله. ماجي، فإنه على ما يرام، حبيبته.
    Kız arkadaşımın eski sevgilisi hakkında bilmek istemediklerim. Open Subtitles هذا أحد الأمور التي لا يودّ المرء سماعها عن حبيب حبيبته السابق
    Kocanı eski sevgilisi ile konuşurken yakalasan kızmaz mısın? Open Subtitles ألن تكون مجنوناً إذا تحدّث زوجك إلى حبيبته السابقة؟
    - Evet ama sevgilisi külotuna girmeye çalışırken değil herhalde. Open Subtitles أجل، ولكن ليس عندما تحاول حبيبته معاشرته
    Ve saatlerce internette dolaşarak kız arkadaşı olabilecek bir kızla tanışmaya çalışan genç işsiz adamı tanıyorum. TED وأعرف الشاب، العاطل عن العمل والذي يقضي ساعات مبحراً على الإنترنت وهو يحاول أن يقابل فتاة يمكن أن تصبح حبيبته.
    Adam vurulmayı bekliyor ve yanında kız arkadaşı var. Open Subtitles الرجل ينتظر ليُصاب بطلقة، ولديه حبيبته هناك معه
    Bir dakika. Eski kız arkadaşı hakkında kafası karışan sendin. Open Subtitles انتظر لجظة, انت من كان محتاراً بشأن حبيبته السابقة.
    Ama onu büyürken izleyememek, yanında olamamak ilk kız arkadaşını göremeyecek olmak. Open Subtitles بينما هو يكبر ولست أنت بقربه وألا تستطيع رؤية حبيبته الأولى
    Onun sevgilisini öldürdüğünüzü duyunca nasıl biri olacaktır sizce? Open Subtitles ماذا تعتقد يكون شكله؟ او تصرفه عندما يعرف انك تعديت على حبيبته
    Mevcut kız arkadaşının ne düşüneceğini bile düşünmeden? Open Subtitles حتى بدون مناقشة كيف هو شعوره مع حبيبته الحاضره؟
    O bir köle değil hayatım onun da bir hayatı var. Open Subtitles حسنا، انه ليس عبدا، حبيبته. انه لا يملك الحياة.
    Bütün gün telefonda sevgilisiyle. Open Subtitles وهو يتحدث على الهاتف طوال الوقت مع حبيبته
    Şaşkınlıkla sınıftan çıktı ve eski sevgilisine çarptı ve stresi iyice arttı. TED فخرج متعثر النفسية من فصله و أخذ يهرع لرؤية حبيبته الدائمة مما رفع مستوى التوتر لديه
    Ben de kız arkadaşıyım çünkü koca bir malafatı var. Open Subtitles وانا حبيبته لأنه لديه أعضاء ذكورية عظيمة
    O kadar da kötü değil ama bir arkadaşım, kız arkadaşıyla beraber bir kedi alıyor. Open Subtitles أنا لست سيئة كما يقولون ولكن صديقي القديم قرر أن يقتني قطة مع حبيبته الجديدة
    canım, bu bay sevgili eşini kaçıranların peşindeymiş. Open Subtitles عزيزي، لقد أخبرتُ هذا الفارس الشجاع أننا سنقوم بمساعدته للقبض على الذين إختطفوا حبيبته
    Kurulan pusuyu aşmış ve sevgilisinin vücudunu gizli bir yere götürmüş. Open Subtitles بالتعرض لقبرأبيه وأخيه ووضع فخ له على قبرحبيبته لكنه وجد طريقه وحمل جثة حبيبته لمكان سري
    Erkeğin sevdiği kadına belirli bir bakışı vardır. Open Subtitles هناك طريق معينة يحدق بها الرجل إلي حبيبته.
    Evet, ama sevgili cadısına ne yapacağını söyledikten sonra. Open Subtitles أجل، ولكن ليس قبل أن يخبر حبيبته بما سيفعله

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more