Yakında yalpalamaya başlayacaksın ve yaralanacaksın. Bu kaçınılmaz. | Open Subtitles | أنت ستصبح مرهقا و سوف تتأذى هذا أمر حتمى |
Yani bu solunum zorluğu hastalığın kaçınılmaz bir gerçeğidir. | Open Subtitles | لذا هذا نوع من الجهاز التنفسي المعقد حسنا هذا فقط امر حتمى عن حقيقة المرض |
Tek bildiğim bunun kaçınılmaz olduğuydu tıpkı benim ölümüm gibi. | Open Subtitles | لقد عَرفت بأنه أمر حتمى مثل موتى الحتمى |
Ridley'in, NIH'te, insanlar üzerindeki deneylerden çıkardığı notlara göre yaşlanmayı kaçınılmaz bir şey olarak değil, bir hastalık olarak gördüğü anlaşılıyor. | Open Subtitles | ملاحظات " ريدلى " عن التجارب الإنسانية أنه لا يرى الكبر كأمر حتمى و لكن كمرض إنتهازى |
Ridley'in, NIH'te, insanlar üzerindeki deneylerden çıkardığı notlara göre yaşlanmayı kaçınılmaz bir şey olarak değil, bir hastalık olarak gördüğü anlaşılıyor. | Open Subtitles | ملاحظات " ريدلى " عن التجارب الإنسانية أنه لا يرى الكبر كأمر حتمى و لكن كمرض إنتهازى |
- Öyle olduğunu bilmiyoruz. - Bana kaçınılmaz dendi. | Open Subtitles | نحن لا نعلم ذلك لقد قيل لى أن هذا حتمى |
Eğer savaş kaçınılmaz olursa... | Open Subtitles | .. إذا أصبحت الحرب أمر حتمى |
parçalara ayrılma... kaçınılmaz. | Open Subtitles | ...الفراق هو امر حتمى |
Bu kaçınılmaz bir şey. | Open Subtitles | هذا أمر حتمى |