"حتى أني" - Translation from Arabic to Turkish

    • Hatta
        
    • olduğunu bile
        
    • olduğumu bile
        
    Hatta diğer insanların yaptığı gibi sosyal medyada kişiliğimi tekrardan inşa etmeyi denedim. TED حتى أني حاولت إعادة بناء هويتي على وسائل الاعلام الاجتماعية مثلما يفعل الآخرون.
    Hatta imzanızı almak için dışarıda bekledim ama asla çıkmadınız. Open Subtitles حتى أني إنتظرتك بالخارج لأحصل على توقيعك لكنك لم تخرج
    Bunu kendim de yapabilirdim. Hatta ben ödemek zorunda kaldım. Open Subtitles يمكنني ان أفعل هذا بنفسي حتى أني دفعت ثمن الطعام
    Sebebi senin yaptığın bir şey mi? Çünkü ben unuttum bile, ne olduğunu bile hatırlamıyorum. Open Subtitles أهو بسبب شيء فعلته, لأني غارقة فيه تماماً, حتى أني لا أتذكر ما كان
    Diğer odadakinin ne olduğunu bile bilmiyorum. Open Subtitles حتى أني لا أعرف ماذا يوجد في الغرف الأخرى
    Gün değişme çizelgeleri, saat dilimleri, nerede olduğumu bile bilmiyorum. Open Subtitles تفاصيل الأحداث، الفروق الزمنية، حتى أني أجهل أين أكون.
    Hatta herhangi bir bilgi için kendi başıma arama bile yapabiliyordum. TED حتى أني أستطيع البحث عن أي معلومة بنفسي.
    - Hayır, tamamen erkeğim. Hatta II. Dünya Savaşına katıldım. Open Subtitles كلا، أنا في غاية الرجولة حتى أني حاربت في الحرب العالمية الثانية
    Senin ağzı kalabalık rahiplerden birinin bir Injun kızı nasıl s*ktiğini bile gördüm Hatta daha iyi s*kebilsin diye kız İncil'in üzerine çıkmıştı. Open Subtitles حتى أني رأيت أحد قسيسيك يجامع فتاة هندية و يقف على كتاب مقدس حتى يمكنه دفعها جيدا
    Hatta ona nadir görülen 18. yüzyıla ait Portekiz gonca vazolarımı bile gösterdim. Open Subtitles حتى أني اريتها مجموعتي النادرة للقرن الثامن عشر للمزهريات البرتغالية
    Perşembe tekrar uğra. Perşembe seni aya yollayacağım. Hatta eşlik bile edebilirim. Open Subtitles سأرسلك إلى القمر يوم الخميس حتى أني قد ألتحق بكى
    Hatta sana özel düğün günü geri sayımı kahvenden hazırladım. Open Subtitles حتى أني أعددت لك كوباً من القهوة خاصاً بالعد التنازلي ليوم الزفاف.
    Hatta ben daha da ileri gidip diyebilirim ki parmak yalatacak kadar iyi. Open Subtitles أتعلمان, ربما حتى أني سوف لا أذهب بعيدا كما تقولان ـ ـ ـ ــ ـ ـ ـ ذلك لعق الأصابع جيد ــ نعم
    Seni evime götürüp, ailemle tanıştırdım Hatta, bu lanetli yerde mümkün olabilirse arkadaş olabileceğimizi bile düşündüm. Open Subtitles أحضرتك بيتي لترى عائلتي حتى أني أعتقدت أن نكون صديقين اذا كان هذا ممكناً في هذا المكان الملعون
    Hatta tüm bilet kayıtlarını inceledim, ama yine de bir şey yok. Open Subtitles حتى أني فحصت كل إيصالات التذاكر ولكن لم أعثر على شيئ
    Sıfırın altında kaç yüz derece olduğunu bile unuttum. Open Subtitles حتى أني قد نسيت مدى برودة الجو هنا
    Arkadaşının şu an nerede olduğunu bile bilmiyorum. Open Subtitles حتى أني أجهل مكان صديقك الحالي.
    O bıçağın nerede olduğunu bile... Open Subtitles حتى أني لست أدري أنّىلذاكالسكّين..
    Kim olduğunu bile bilmiyorum. Open Subtitles حتى أني لا أعرفه
    En iyi kısmı da o. Daha doktor olduğumu bile bilmiyor. Open Subtitles هذا هو الجزء الأفضل إنها لا تعلم حتى أني طبيب
    Kim olduğumu bile bilmiyorum Tek bildiğim o karının çığlıkları içimi kaldırıyor. Open Subtitles حتى أني لا أعرف من أنا. كل ما أعرفه... تلك المرأة تبث الرعب فيني...
    Kim olduğumu bile bilmiyorum Tek bildiğim o karının çığlıkları içimi kaldırıyor. Open Subtitles حتى أني لا أعرف من أنا. كل ما أعرفه... تلك المرأة تبث الرعب فيني...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more