Senin zamanın geçti, ihtiyar, ...söylediğin kişi olsan bile. | Open Subtitles | يومك إنتهى،ايها الرجل عجوز. حتى إذا كنت من تقول بأنّك هو . شخصيا أعتقد أنت مزيف |
Garrett, hiçbir şey fark etmezdi cüce olsan bile. | Open Subtitles | غاريت لن يختلف الأمر كثيراً حتى إذا كنت قزم |
Burada bir adamı donu aşağıda yakalarsan, öncelikle özür dilersin daha sonra onu tutuklayacak olsan bile. | Open Subtitles | هنا إذا أمسكت بأحدهم يزني، يجب أن تعتذر له حتى إذا كنت ستعتقله بعد ذلك. |
Şimdi, eğer beni mazur görürseniz, akşam için bazı hazırlıklar yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | حتى إذا كنت سوف إسمح لي، لدي بعض أكثر التخطيط يجب القيام به قبل هذه الليلة، |
Sizi tanıyor olsam bile, ki tanımıyorum, hiçbir kişisel bilgiyi sizinle paylaşamayacağımı biliyorsunuzdur. | Open Subtitles | أتعلم، إنّني لا استطيع مشاركة أي معلومات شخصية... معك حتى إذا كنت أعرفها، وأنا لا أعرفها. |
Muhtemel bir suikast girişimi araştırıyor olsan bile mi? | Open Subtitles | حتى إذا كنت تحقق في محاولة اغتيال محتملة؟ |
Meşgul olsan bile gelmelisin. | Open Subtitles | حتى إذا كنت مشغول أنت يَجِبُ أَنْ تأتى |
Katil olsan bile seni seviyorum. | Open Subtitles | أَحبك، حتى إذا كنت قاتل |
Onun oğlu olsan bile. | Open Subtitles | أنا سَأَعتقلُك مثل البقية حتى إذا كنت أبن (سامات) |
Yani eğer beni aldatmıyorsan, bu sabah seninle birlikte gördüğüm fahişe kim? | Open Subtitles | حتى إذا كنت لا الغش، ثم من هو عاهرة رأيت لكم مع هذا الصباح؟ |
eğer beni ölmem için Dallas'a götürüyorsan, sorun değil. | Open Subtitles | حتى إذا كنت تريد أن تأخذ لي إلى دالاس للموت، ودفع غرامة. |
Daha zeki olsam bile. | Open Subtitles | حتى إذا كنت انا اذكى |
Bak... bir çeşit kutsal Mecai olsam bile... şimdi bunun bana ne yararı olur? | Open Subtitles | أنظر... حتى إذا كنت نوعاً ما "مدجاى مقدس"... بماذا سيفيدنى ذلك الأن؟ |