Kötü haberleri duyana kadar. Fiyat iki katına çıkmış ve yarım parçadan daha fazlasını alamıyormuşsun. | Open Subtitles | حتى اسمع الاخبار السيئة السعر مضاعف يجب ان تستلم الكمية |
Hızımı arttırır arabamla "TAK" sesini duyana kadar gaza basarım. | Open Subtitles | لو كنت فى شاحنتى سوف انطلق بسرعة اكبر حتى اسمع صوت خبطة مكتومة |
Aklımı öğleden sonra yaşadığım korkunç travmadan uzaklaştıracak bir şey duyana kadar. | Open Subtitles | حتى اسمع شيئا يشغل بالي عن مشهد الجنس المتوحش الذي تسبب بصدمة لي عصر اليوم |
Sanırım her şeyi duyana kadar beklemem gerekiyordu. | Open Subtitles | ينبغي عليّ ان انتظر حتى اسمع كل شيء |
Sidik takımyıldızı hakkında bilmediğim her şeyi duymak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع الإنتظار حتى اسمع كل شيء عن كوكبة البول |
Bunu Joan'dan duyana kadar saçmaladığını varsayacağım. | Open Subtitles | حسناً، حتى اسمع ذلك من "جون،" سأضطر ان افترض انك مليء بالهراء. |
Warner'ın "Üzgünüm" dediğini duyana kadar kapıda beklerim. | Open Subtitles | يمكنني ان انتظر في الخارج "حتى اسمع (وارنر) يقول "اسف |
LİZ: Buluşmanın nasıl geçtiğini duymak için sabırsızlanıyorum. MİKE: | Open Subtitles | لا استطيع ان انتظر حتى اسمع عن موعدك |
Tanrım, 55 dakikayı yine bunu duymak için mi bekledim. | Open Subtitles | يا إلهي! 55 دقيقة على الهاتف حتى اسمع هذا من جديد! |