"حتى يتمكن من" - Translation from Arabic to Turkish

    • için
        
    • diye
        
    • böylece
        
    • ki
        
    böylece gelenekler gereği hayali hayvanı görmek için kraliyet ailesini oraya götürebilecek. Open Subtitles حتى يتمكن من مرافقة العائلة الملكية لتحية الوحش الخيالي كما في التقليد
    Oğlunun uçması için o kanatları icat eden zeki mucitteymiş. Open Subtitles المخترع الذكي الذي بنى أجنحة لابنه حتى يتمكن من الطيران
    Tatarcık beslenmek için kurbanın etinde bir yara açar ve parazitli solucanlar tatarcığın kafasının çıktığı yere, kurbanın kanına hücum eder. Open Subtitles مرض يتطلب جرح بجسد الضحية حتى يتمكن من التغذّي مثل الطفيليات التي تخرج من ذبابة التسي تسي وتتوجه مباشرةً لدم الضحية
    Başka bebeklerin hayatını kurtarsın diye bebeğimin organlarını bağışlamak istiyorum. Open Subtitles اريد التبرع بأعضاء طفلي حتى يتمكن من إنقاذ اطفال آخرين
    Bu yüzden şişmanları seçiyor. Derileri gevşesin diye aç... Open Subtitles لهذا السبب يفضل ان تكون الضحيه ضخمه الحجم انه يحتفظ بهم بعض الوقت حتى يتمكن من اجاعتهم
    Atlamacı çok hızlı koşuyor, böylece yatay hızını dikey hıza çevirip atlayabiliyor. TED يركض الواثب بسرعة كبيرة، حتى يتمكن من تحويل سرعته الأفقية إلى سرعة عموديّة، ومن ثم يقفز.
    Ray her şeyi doğru yapılsın istiyor ki o da Geraldine'i ateşleyebilsin. Open Subtitles راي يريد ان يقوم به بشكل صحيح حتى يتمكن من اشعال جيرالدين
    Bize uyuşturucu alabilmek için ofisinize gizlice girip eşyalarınızı çaldığını söyledi. Open Subtitles أخبرنا بأنه اقتحم مكتبك لسرقة أغراض حتى يتمكن من شراء المخدرات
    Acı içinde olduğunu ve hayatını sonlandırmak için silah almak istediğini söylüyordu. TED قال بأنه كان في صراع عنيف مع النفس وأراد أن يحصل على سلاح ناري حتى يتمكن من إنهاء حياته.
    Çünkü bu aslında çocuk işçiliği. Oğlum ve eşi yıllarca bunu geliştirmek için kapanıp uğraştılar. TED ان ابني عامل مجتهد: لقد حبس نفسه مع زوجته في خزانة لعدة سنوات حتى يتمكن من تطوير هذه البرمجية
    Eline biraz para geçmesi için, o parayla da bu kasabadaki en gereksiz işlere kalkıştı. Open Subtitles حتى يتمكن من الحصول على المال، وحتى يمكنه الدخول في كل مخطط عشوائي في هذه المنطقة
    Heyecanlı gençler gençler işi öğrenmek için normal ücretin yarısına çalışmaya gönüllü olurlar. Open Subtitles ولكن الاعمال اصبحت تطلب نصف الاجور حتى يتمكن من تعلم المهنة.
    Yerini unutmamak için de bir define haritası çizmişti. Open Subtitles رسم خريطة للكنز حتى يتمكن من إيجاده مرة أخرى
    Bu da silahı boşalttığı ve sonra tekrar doldurmak için durduğu ve böylelikle her ikisine de tekrar ateş edildiği anlamına geliyor. Open Subtitles معنى ذلك أنه أطلق النار حتى أفرغ المسدس ثم توقف لملء المسدس حتى يتمكن من ضربهما مرة أخرى
    Bende ona balıkçıl alsam mı diye düşündüm. Özgürce gezebilsin. Open Subtitles كنت أفكر في أن أهديها مالك الحزين حتى يتمكن من التجول بحرية
    Askerdeki erkek arkadaşım Wade'ye pisliğin ne demek olduğunu anlasın diye resmini gönderiyorum. Open Subtitles أنا اراسل صديقي المجند ويد صورة.. حتى يتمكن من رؤية كيف تبدو الحماقة كاملة
    böylece mesela kolunu kaldırarak kadını durdurabiliyor. TED حتى يتمكن من رفع المرأة لكسرها ، على سبيل المثال.
    böylece o parfümlü, makyajlı, kremli vücutlarına sürtebilecekti. Open Subtitles حتى يتمكن من فرك نفسه بعطورهن و مساحيقهن
    Öyle bir adammış ki... bir galon benzin içip kamp ateşine işeyebilirmiş. Open Subtitles انه من الرجال المستعدين لشرب غالون من البنزين حتى يتمكن من إشعال النار في معسكرك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more