"حتّى أنا" - Translation from Arabic to Turkish

    • ben bile
        
    • Benim bile
        
    • Bende bile
        
    • beni bile
        
    Sana dönüşmeden önce mükemmel öğrenciydim ve ben bile günde iki ödev yazamıyordum. Open Subtitles كنت طالباً عظيماً قبل أن أتحوّل لما أنت عليه و حتّى أنا لم أستطع كتابة تقريرين باليوم
    Hikaye güzelmiş ben bile inandım. Open Subtitles تلك القصّة ستُباع جيّدًا. حتّى أنا أصدّقها.
    Ama ben bile bu beyinle bize gösterdiğin beynin aynı olmadığını söyleyebilirim. Open Subtitles لكنّ، حتّى أنا يمكنني أن أعرفأنّهذاليس بالدماغ. الّذيكنتتريناإيّاه.
    Herkesin küçük bir acayipliği vardır. Benim bile. Open Subtitles أعتقد أن الجميع يعاني من نقائص، حتّى أنا.
    Benim bile bilmediğim bazı sırlar var. Open Subtitles ثَمّّة بعض الأسرّر لا يعرفُها أحدٌ حتّى أنا.
    Bende bile Olivia'yi diger tarafa kaçirdiklarini unutturacak kadar güçlü bir ilaç yok maalesef. Open Subtitles {\pos(190,210)}حتّى أنا لا أملكُ عقاقيرَ قويّةً لأنسى اختطافهم (أوليفيا) إلى العالَم الآخر
    Rastamouse açıkken beni bile gözü görmüyor. Open Subtitles حتّى أنا لا يؤبه لي حين يُعرض (راستاماوس)
    ben bile sıkıldım ama sonuna kadar dayanacak mı görmek istedim. Open Subtitles حتّى أنا أصبتُ بالملل، أردت فقط رؤية إن كان بإمكانها إكماله للنّهاية.
    Zor bir dönemdi, ben bile kendimden şüphe etmiştim. Open Subtitles ‫حتّى أنا تشكَّكت في نفسي. كانت فترة صعبة
    Hayatı boyunca kıskançlıkla başkalarının mutluluğunu baltalamaya çalışan biri olarak, ben bile bu nişana bir şey diyemem. Open Subtitles بغيرةٍ ومهاجمة لسعادةِ الغير، حتّى أنا لايُمكنني كره هذه الخطوبة. أنتما مثاليّتان لبعضكما.
    Kimse davet edilmemeli. ben bile. Open Subtitles لا ينبغي أن يُدعى أحد للدخول، ولا حتّى أنا.
    Hatta ben bile nasıl bir Tanrı bizi böyle sınar ki dedim. Open Subtitles حتّى أنا تساءلت أيّ إله يختبرنا اختبارًا كهذا؟
    Baksana, saçmalık kralı benim ama ben bile bundan kurtulmamızdan söz etmiyorum. Open Subtitles أنت، إنّني ملك الهُراء حتّى أنا لم أكُن لأُخرجنا من هُنا عبر الحديث
    ben bile yaptım yahu. Tabii ev kenar mahallede. Open Subtitles حتّى أنا فعلت ذلك, بالطبع بدأت من الحي
    ben bile nelere muktedir olduğunu bilmiyorum. Kim olduğunu bile bilmiyorum. Open Subtitles حتّى أنا أجهل قدراته ناهيك عن هويّته.
    Yani ben bile kendimi biraz kötü hissediyorum. Open Subtitles أعني، أنّه حتّى أنا حزنت عليها.
    Benim bile cevaplamak istediğim bir mesajım var. Open Subtitles حتّى أنا لدي رسالة قصيرة أودّ الإجابة عليها.
    Benim bile kafam karıştı ve lanet şeyi çaldım. Open Subtitles حتّى أنا مشوّشة فسرقت هذا الشيء اللعين
    Kimsenin bulamayacağı bir yere sakla. Hatta Benim bile... Open Subtitles خبّئه حيث لا يجده أحد و لا حتّى أنا
    Bende bile Olivia'yı diğer tarafa kaçırdıklarını unutturacak kadar güçlü bir ilaç yok maalesef. Open Subtitles {\pos(190,210)}حتّى أنا لا أملكُ عقاقيرَ قويّةً لأنسى اختطافهم (أوليفيا) إلى العالَم الآخر.
    Rastamouse açıkken beni bile gözü görmüyor. Open Subtitles حتّى أنا لا يؤبه لي حين يُعرض (راستاماوس)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more