"حجرها" - Translation from Arabic to Turkish

    • kucağında
        
    Bana kurabiyeler pişirip kucağında uyumama izin verirdi. Open Subtitles لقد إعتادت أن تخبز لي الكعكات، وتدعني أغفو على حجرها.
    Bir kadeh Chardonnay ve kucağında da çantası. Open Subtitles اه , كأس شاردونيه وحقيبتها علي حجرها
    "Adam, kadının kucağında uykuya daldığında..." Open Subtitles وبعد وضعه للنوم في حجرها
    Binlerce yıl boyunca Salome kucağında bir erkeğin kafasını tutan çıplak bir kadından fazlası değildi. Open Subtitles منذ آلاف السنين، لم تكن (سالومي) تعني شيئاً... سوى فتاة عارية، تحمل رأس رجل مبتور على حجرها.
    Hayvan odasında fareleri test etmek için bir kutudan diğerine taşıdığımı hatırlıyorum ve Christine de farelerin onu görmemesi için, kucağında bilgisayarla yerde oturuyordu ve verileri gerçek zamanlı analiz ediyordu. TED وأتذكر عندما كنت في غرفة الحيوانات، أنقل الفئران من صندوق لآخر، لأقوم باختبارهم، وكانت (كريستين) تجلس على الأرض في وسط الغرفة والحاسوب في حجرها كي لا تتمكن الفئران من رؤيتها، وكانت تُحلّل البيانات في الوقت الحالي.
    (Alkışlar) (Kahkahalar) Bu fotoğraflar içinde en sevdiğim, ki onu bulamadım, onda 30 yaşında bir kadının kucağında bebeği ile fotoğrafı vardı, bir sonraki fotoğrafta ise 110 kg lık bir adam ve sıska, küçücük bir yaşlı kadının adamın omuzundan gözüken kısmı vardı. TED (تصفيق) (ضحك) الصورة المفضلة لدي, و التي لم أجدها, هي التي فيها إمرأة بعمر ثلاثين عاما أو ما يقارب ذلك و تحمل طفلا صغيرا على حجرها, و في الصورة التالية رجل بوزن 220 رطل مع سيدة عجوز صغيرة الحجم تطل من فوق كتفه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more