Birlikte, birlikte hiç görmedikleri bir olay ortaya koyucaz . İlk defa gerçekleşen, ortak sponsorlu, ünlülerin lezbiyen düğününe hoşgeldiniz! | Open Subtitles | سوية، سوف نقدم حدثاً فريداً لم يشهدوا مثله من قبل رحبوا معي وللمرة الأولى حفل الزواج للسحاقيات ذو الرعاية المشتركة |
Bu olay verdiğin kararda bir hata yaptığında ortaya çıkacaktı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّ حدثاً مهمّاً أطلقها، قرار أو حكم خطأ. |
Bu bir rastlantıymış. Davis olay olduğunda oradan geçiyormuş. | Open Subtitles | كان حدثاً عرضياً ,كان ديفيس ماراً من هناك و حصل الأمر |
Sel, suyun topraklarımızı döllediği, mutlu bir olaydı. | TED | والفيضانات كانت بالنسبة لنا حدثاً سعيداً، عندما خصبت المياه أراضينا. |
Ama daha büyük bir etkinlik turistleri heyecanlandırıp gelmeye teşvik edebilir diye düşündük. | Open Subtitles | لكننا فكرنا في أن حدثاً ضخماً قد يولد حماساً حديثاً للسياح لزيارتنا. |
Bu da demektir ki, onu öldüren atış, başka bir olaya ait olmalı. | Open Subtitles | الذي يَعْني طلقةَ القتلَ كَانَ لِزاماً عليهِ أَنْ يَكُونَ a يَفْصلُ حدثاً. |
Bu plak kaydı tarihinde olağanüstü ve eşsiz bir olaydır. | Open Subtitles | لقد كان حدثاً استثنائى .. أن لم يكن نادراً فى تاريخ تسجيل الاسطوانات |
Büyük hayvan sürüleri yiyecek ve su bulmak için aylarca göç ediyor ve bir olayın yaşamlarını değiştirmesini bekliyorlar. | Open Subtitles | ترتحل قطعان كبيرة من الحيوانات لشهور بحثاً عن الطعام والماء منتظرين حدثاً سيغيّر حياتهم كثيراً |
Bunun özel bir olay olması gerekiyordu lanet olsun Taylor bu bir sır olmalıydı. | Open Subtitles | هذا يفترض بأن يكون حدثاً خاصاً اللعنة يا تايلور إنه مقدّس |
Gerçek bir olay olup olmaması, artık size bağlı. | Open Subtitles | إن كنت تريده حدثاً معاصراً هذا أمر يعود إليك |
Gerçek bir olay olup olmaması, artık size bağlı. | Open Subtitles | إن كنت تريده حدثاً معاصراً هذا أمر يعود إليك |
Bu olay tahmin edildiği gibi felaket boyutunda trajedik olmayabilir. | Open Subtitles | من المحتمل أن هذا الحدث الكارثي الذي تم التنبؤ به قد لايكون حدثاً مأساوياً كما نعتقد |
Dürüst olmak gerekirse patırtılı bir olay sırasında açık ki, çok uzun zaman önce ne söylendiğinden tam emin olamayız. | Open Subtitles | ولنكون أمناء, لا يُمكننا التأكد ممّا قيل منذ عهد خلال ما يبدو جليّاً على أنّه كان حدثاً رائعاً. |
Bizse bunun hükümetimizi düşürmek için tasarlanmış hedefi olan bir olay olduğunu düşünmekteyiz. | Open Subtitles | نؤمن بأن هذا كان حدثاً متعمداً مصمماً خصيصاً ليجلب الدمار لحكومتنا |
Yakında önemli bir olay olabilir. | Open Subtitles | فمن الممكن أن حدثاً كبيراً على وشك الحدوث |
Bunun münferit bir olay mı yoksa, öğrencileri "Acımasız Avcı'ya" karşı uyarmalı mı, bilmek istiyor. | Open Subtitles | تريد أن تعرف لو كان هذا حدثاً مُنعزلاً، أو إذا كان يجب عليها تحذير الطلاب حول مُفترس عنيف. |
Ve İkinci Dünya Savaşı özellikle Japonya için berbat bir olaydı, | TED | و الحرب العالمية الثانية كانت حقيقة حدثاً فظيعاً ، و كذلك إقتصادياً بالنسبة إلى اليابان. |
Noel bizim evde gerçekten büyük bir olaydı. | Open Subtitles | كانت أعياد الميلاد حدثاً جللاً في بيتي أثناء طفولتي. |
İki arkadaş ve bir pizza için getiremem ama eğer büyük bir etkinlik olursa... | Open Subtitles | حسناً ليس إن كانت لشخصين ولتناول البيتزا ...ولكن لو كان حدثاً كبيراً |
Bunun özel bir etkinlik olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريده أن يكون حدثاً خاصّاً. |
Böyle bir olaya şahit olmak için can atıyordum. | Open Subtitles | تمّنيت كثيراً أن أرى حدثاً كهذا، ومع ذلك أهملت أنّه... |
Bir çocuk için felaket bir olaydır zamanı gelene kadar düşünmemize bile gerek olmayan bir şey. | Open Subtitles | ♪ هذا سيكون حدثاً مأساويا لطفل .. لهذا يجب ان لانفكر بهذا |
Yaşanılan travmatik bir olayın böylesi hafıza kayıplarına neden olması olası. | Open Subtitles | من المُمكن أنّها عاشت حدثاً أليماً سبب نوعاً من فقدان الذاكرة الرجعي. |