Bu lndiana basketbol'da olan en önemli şey. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا أهم حدث في كرة السلة بولاية إنديانا |
Bilim insanları, eşi benzeri görülmemiş bir şey derler bir patlamayla olmuş. | Open Subtitles | سيقول لك العلماء أنه لم يكن لهذا مثيل حدث في غمضة عين |
Demek istediğim, seçmelerde olanlar yüzünden belli ki hâlâ beni suçluyorsun. | Open Subtitles | المهم أنك لا تزال تحمّلني اللوم عما حدث في تجربة أدائك. |
Az önce olanları anladım, peki, reklam filmine ne oldu? | Open Subtitles | فهمت مالذي قد حدث للتوّ, مالذي حدث في تصوير الدعاية؟ |
Derin bir Mars vadisinin kenarındaki küçük bir oyukta, bir tür sıvı akıntısının geçtiğimiz birkaç yılda gerçekleşmiş olduğu görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن تدفقا سائلا لشيء ما حدث في السنوات القليلة الماضية في أخدود صغير على حافة وادي عميق على المريخ |
Vietnam'da olanlardan sonra bu durum oldukça şüpheli sayın başkan. | Open Subtitles | هذا مريب جداً سيدي الرئيس مع ماذا حدث في فيتنام. |
Bu olay bu sabah Los Angeles'daki Ekvator Ginesi Konsolosluğunda yaşandı. | Open Subtitles | هذا حدث في قنصلية غينيا الإستوائية هذا الصباح في لوس أنجلوس |
Son bir saat içinde fikrini değiştirecek ne oldu ki? | Open Subtitles | ما الذي حدث في الساعة الماضية لتغير رأيك؟ |
Bunca zaman geçmesine rağmen, ...Pittsburgh'da olan onca şeye rağmen, ...onu hala seviyorum. | Open Subtitles | بعد كل هذا الوقت، بعد كل ما حدث في "بيتسبيرغ"، لا أزال أحبها. |
Meksika'da olan, Meksika'da kalır değil mi? | Open Subtitles | أيما حدث في المكسيك ، سيبقي في المكسيك ، صحيح؟ |
Mesela Haziran 2008'de Paris'te televizyonumu izliyordum ve Rio de Janeiro'da olan korkunç bir olaya rastladım. Brezilya'nın ilk kenar mahallesi Providencia'da | TED | على سبيل المثال, في 2008, كنت اشاهد التلفاز في باريس, عندما سمعت عن ذلك الشيء الفظيع الذي حدث في ريو دي جينيرو. في احدى قرى البرازيل وتسمى برفيدينسيا. |
O evde herhangi sıra dışı bir olay olmuş mu? | Open Subtitles | أهناك أي شيء غير إعتيادي حدث في ذلك المنزل ؟ |
Hayır. O cehennem dünyasında başka bir şeyler olmuş. Asla itiraf etmeyeceğin şeyler. | Open Subtitles | كلّا، ثمّة شيء آخر حدث في عالم الجحيم ذاك، شيء تأبى الاعتراف به. |
Hayır. O cehennem dünyasında başka bir şeyler olmuş. Asla itiraf etmeyeceğin şeyler. | Open Subtitles | كلّا، ثمّة شيء آخر حدث في عالم الجحيم ذاك، شيء تأبى الاعتراف به. |
Peki, sorun değil. Çin Mahallesinde olanlar için özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | إسمع, لقد جأت فقط للإعتذار عن ما حدث في الحي الصيني |
İşte geçen sonbahar olanlar, gerçekten araştırmacıların güvenini sarstı. | TED | وهنا ما حدث في الخريف الماضي والذي ثبط همم الباحثين |
- Bu akşamki destek toplantısında olanları konuşmak ister misin? | Open Subtitles | اتريدين التحدث حول ما حدث في هذه الليلة بإجتماع الدعم |
Anne, o gezide neler olduğu hakkında en ufak bir bilgin olsaydı bir daha evden çıkmama asla izin vermezdin. | Open Subtitles | أمّاه، لو كانت لديكِ أيّ فكرة عمّا حدث في تلك الرحلة فإنّكِ لمْ تكوني لتسمحي لي بالخروج من المنزل مُجدداً. |
Vietnam'da olanlardan sonra bu durum oldukça şüpheli sayın başkan. | Open Subtitles | هذا مريب جداً سيدي الرئيس مع ماذا حدث في فيتنام. |
Size bir hikâye anlatayım, on yıldan uzun bir süre önce New York'ta yaşandı. | TED | أليس كذلك؟ سأخبركم قصة قصيرة، ما حدث في نيويورك منذ أكثر من عقد من الزمن. |
Bekle, ne oldu ki lisede? | Open Subtitles | انتظري، ما الذي حدث في المدرسة الثانوية؟ |
Ben de sınıfınızda yaşanan olayın bununla bir alakası olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | واعتقد ان هناك شيء ما نفعله بخصوص ما حدث في الفصل. |
Biliyormusun, aynı şey St. Lawrence da oldu. | Open Subtitles | أنت تعلم، نفس هذه الأمر حدث في سانت لورانس. |
Ama lütfen geçmişte her ne olduysa bırak geçmişte kalsın. | Open Subtitles | ولكن مهما حدث في ماضينا، فإنني أطلب منك أن تنسيه |
Dediğin tarihte meydana gelen negatif bir yarık etkinliği keşfettim. | Open Subtitles | لكنني اكتشتفت تصاعداً سلبياً حدث في ذات الوقت الذي تنشدينه |