Olive Garden'in reklam filmi için rapçi sarımsaklı ekmek olacak. | Open Subtitles | إنه رغيف هيب هوب من خبز الثوم لإعلان حديقة الزيتون |
Kitabimda da anlattigim uzere, Olive Garden (Amerika'da Italyan-Amerikan sentezi bir restoran) ne kadar Italyan ise, ben de o kadar Yahudi'yim. | TED | كما ذكرت في كتابي انا يهودي بنفس طريقة أن حديقة الزيتون ايطالية |
Olive Garden bize pusu kurmuş. | Open Subtitles | تم نصب كمين لنا من قبل حديقة الزيتون |
Hâlen Zeytin Bahçesi'ndeki garsonu tavlamaya çalışıyormuş. | Open Subtitles | إنه لا يزال محاولاً من أجل مضاجعة تلك النادلة في حديقة الزيتون. |
Şimdi büyük gece dediğin Zeytin Bahçesi ve metroda ufak bir turdur. | Open Subtitles | الآن، ليلة كبيرة حول حديقة الزيتون ورحلة ذهابا وإيابا على المترو. |
Harika, şimdi kıçım Zeytin Bahçesi gibi kokacak. | Open Subtitles | أوه، عظيم. الآن مؤخرتي تنبعث منه رائحة حديقة الزيتون. |
Olive Garden'a gitmiyoruz anne! | Open Subtitles | * لن نذهب ل"حديقة الزيتون" يا أمي * |
Baksanıza, caddenin sonunda Olive Garden var. | Open Subtitles | اتعلم , هناك مطعم (حديقة الزيتون) في أسفل الشارع |
Onları Olive Garden'da bastım. | Open Subtitles | لقد أمسكتهما في حديقة الزيتون |
- Olive Garden'ın yanında. | Open Subtitles | -قرب حديقة الزيتون |
Olive Garden'i sevmiyorum. | Open Subtitles | (لا أحب (حديقة الزيتون |
Peki, bulamadım. için Zeytin Bahçesi olabilir mi? | Open Subtitles | حسنا، أنا مربك ربما حديقة الزيتون لأجلك |