Bana yardım etmediğini ve senin bahçende öldüğünü söylemek zorunda kalırım. | Open Subtitles | وسأضطر لإخباره أنك رفضت مساعدتي .. وتركتها تموت علي أرض حديقتك |
Hiç böyle düşünmemiştim. Arka bahçen de 40.075 km uzunluğunda. | Open Subtitles | لم أفكر بهذا من قبل حديقتك الخلفيه طولها 24900 ميلاً |
bahçeni gül dikenleriyle çitle. | Open Subtitles | زرع حصى البان بمدخل حديقتك زرع اللاوند لجلب الحظ |
Kesilmemiş elmaslar. Japon bahçenizde bulduk. | Open Subtitles | ألماس غير مصقول وجدناهم قى حديقتك اليابانيه |
Sonunda da köpeği bahçene işediği için_BAR_komşunu infaz edeceksin. | Open Subtitles | ثم ينتهي بك الأمر باعدام جارك,لأن كلبة تبول في حديقتك |
Kasabada seninki kadar güzel bir sürü Bahçe var. | Open Subtitles | فى البلده حدائق اخرى تضاهى حديقتك جمالا , دعك من ذلك |
Tahmin ediyorum sizin en çok özleyeceğiniz şey bahçeniz olacak. | Open Subtitles | اعتقد ان حديقتك من اكثر الاشياء التي ستفتقدها |
Ama Bahçendeki Afgan bozukluğunu planlayan da arka koltuğa pişik kremi süren de sendin. | Open Subtitles | لكنة كان انت من زرع العملة الافغانية فى حديقتك و قد كان انت من وضع عجينة الحفاضة فى المقعد الخلفى |
Bütün bir yıI boyunca bahçende meyve ağaçları ve endişe yok, hayal et. | Open Subtitles | أشجار الفاكهة في حديقتك طوال العام لا مزيد من المخاوف ، تخيلي ذلك |
Çiçeklere ilgi duyar. bahçende gezebileceğini söyledim. | Open Subtitles | انه مهتم بالزهور قلت له يمكنه التجول في حديقتك |
Arka bahçende salıncak varken parka gitmeyi tercih ediyorsun. | Open Subtitles | لديك معدات أرجوحة في حديقتك الخلفية لكنك أخترت الذهاب إلى الحديقة |
Ördekler var... bahçen var... annene yardım ediyorsun ve seni seviyoruz. | Open Subtitles | نداؤك للبط، حديقتك مساعدتك لأمك، وأننا نحبك |
Arka bahçen çok tehlikeli. Geçen gün tırmığa bastım. Çizgi filmlerde eğlenceli, ama gerçek hayatta çok acıtıyor. | Open Subtitles | حديقتك الخلفية خطرة لقد خطوت عليها فى يوما فى الرسوم المتحركة قد يكون مضحكاً فى الحقيقة قد تجرح مثل الجحيم |
Bana söyler misin, bahçeni düzenlemesi için tuttuğun o ufaklık, karını düzenlediğinde nasıl oldu da onu öldürmedin? | Open Subtitles | قل لي شيئاً عندما عرفت أن الفتى الذي كان يشذب حديقتك يضاجع زوجتك كيف لم تقتله؟ |
-Yer altı boruları var bahçenizde | Open Subtitles | حتى ندخل أنابيب أنابيب؟ نعم أنابيب تحت الأرض في حديقتك ولكن |
Sayılır. Yani, kendi bahçene kurma diye her sene değiştiriyorlar, ama... | Open Subtitles | نوعاً ما, أقصد أنهم يغيرونه كل عام حتى لا تنسخه في حديقتك الخاصة |
Arka Bahçe sayılmaz ama idare eder. | Open Subtitles | أنها ليس ليست حديقتك الخلفية و لكنها ستفى بالغرض |
Buyurun efendim. Cennet bahçeniz. | Open Subtitles | ها هي يا سيدي، حديقتك من الجنة |
Bahçendeki taşlar da hastane yemeğini yener. | Open Subtitles | الحجارة في حديقتك تغلب طعام المشفى |
Şİmdi, dışardan, senin bahçenden geliyorum, herşey harika görünüyor. | Open Subtitles | لقد اتيت من حديقتك, كنت خارجاً هناكِ كان كل شيء جميلاً |
Kızım topunu sizin bahçede bırakmış. Çok üzgünüm. | Open Subtitles | تركت ابنتي كرتها في حديقتك أنا آسفة للغاية |
Kendini çiçek bahçesi gibi göstermeye çalışsan da burnum pis kokunu tanır. | Open Subtitles | و على جميع زهور حديقتك الرائعة، أعلم أنك تعبث معيّ. |
Burası sizin parkınız değil götverenler. | Open Subtitles | انها ليست حديقتك ايها الحثاله |
Arka bahçenize bakabilir miyiz? | Open Subtitles | هل تمانعين ان القينا نظرة على حديقتك الخلفية؟ |
Onu elediğimizde bu insanları da bahçenizden uzaklaştırabiliriz. | Open Subtitles | بمجرد ان نقوم باستبعاده، نستطيع اخراج هؤلاء الناس من حديقتك |