Gözümü Hisar Kent'e dikip, orada yaşamak nasıldır diye hayal ederdim. | Open Subtitles | حدّقت بالمدينة المُسوّرة وحلمت بما ستكون عليها الحياة هناك |
Gözümü o uçuruma diktim ve sadece o tetiği çekemedim işte. | Open Subtitles | حدّقت في تِلك الهاوية، ولم... لم أستطع أن أسحب الزِناد. |
Gözümü diktiğim için kusura bakmayın. | Open Subtitles | آسف لأني حدّقت بك |
İki arkadaş bunun yolun sonu olduğunu, biliyorlarmış gibi birbirlerinin gözlerinin içine baktı, ama ayrıca birbirleri için ne kadar çok şey ifade ettiklerini biliyorlardı, hatta ve hatta birisi yüksek sesle söylemese de, ikisi de şunu düşünüyordu... | Open Subtitles | كأفضل الصديقين حدّقت بعضهم البعض في العيون، عرفوا بأنّ هذا قد يكونون نهاية الطريق الطويل، |
İfadesizce bana baktı ve dedi ki... | Open Subtitles | حدّقت بي بفراغ. |
"gözlerini dikip baktı, sessizce... | Open Subtitles | "حدّقت بي، صامتةً" |