Bu kocaman bir sera etkisi yapıp güneşten gelen ısıyı tutuyor ve gezegenin yüzeyini kurutuyor. | TED | حيث أن كون احتباسًا حراريًا، مما يحفظ حرارة الشمس على الكوكب ويلهب سطحه. |
Kara ve deniz koyu renkli olduğu için Güneş ısısını emer. | Open Subtitles | البر و الماء معتمان ، لذا يقومان بامتصاص حرارة الشمس |
İlkbahar yaza döndüğünde, güneşin ısısı denizdeki buzları eritmeye başlar. | Open Subtitles | حال تحول فصل الربيع إلى الصيف تبدأ حرارة الشمس في إذابة البحر الجليدي |
Kısa süre içinde, güneşin sıcaklığından eriyecekti. | Open Subtitles | حيث أنها الوقت المناسب تذوب في حرارة الشمس |
Ne dudaklarında susuzluğun yakıcı öpücüğünü soğutabildi, ne de güneşin yakıcı öfkesini gölgeleyebildi. | Open Subtitles | فإنه لم يتمكن من تبريد القبله الملتهبه للظمأ على شفتيه و لا إستطاع أن يستظل من حرارة الشمس اللافحه |
Teknemizden mevsimine göre sıcak güneşin altında buzun eridiğini görebiliyordum. | TED | من قاربنا استطعت رؤية الجليد يتعرق تحت وطأة حرارة الشمس غير الموسمية |
güneşin sıcaklığı bu. | Open Subtitles | -هذه درجة حرارة الشمس -ولن ندعك تقتل نفسك |
Şampanyadan mı, güneşten mi aklın karıştı bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف إن كانت الشمبانيا أو حرارة الشمس هما السبب في تشوّش عقلكِ |
Çok fazla güneşten | Open Subtitles | الكثير من حرارة الشمس هذا يعني أنه كان يشرب |
Sıcak güneşten bitap düşen Jaguar yaklaşırken samurlar geldikleri hızla gözden kayboluyor. | Open Subtitles | بينما حرارة الشمس الحارقة تأخذ مداها على الجاغوار, تختفي ثعالب الماء بنفس السرعة التي أتت بها. |
Atmosferindeki bunca karbondioksit Güneş ısısını hapsediyor. | Open Subtitles | يحبس ثاني أكسيد الكربون في غلافه الجوي حرارة الشمس |
Aynı zamanda şehrin, New York'un ilk yeşil ve serin çatı projesini ofislerimizin tepesinde sergiliyoruz. Serin çatılar, Güneş ısısını emmeyen, | TED | كما بنينا أيضاً أول مشروع للسطح الأخضر في مدينة نيويورك، وذلك فوق مكاتبنا وتلك الأسطح هي عبارة عن أسطح عاكسة لا تمتص حرارة الشمس |
Kısa sürede güneşin ısısı onları, bir sonraki gelgiti beklemek için kuma geri dönmeye zorlar. | Open Subtitles | عما قريب ستجبرها حرارة الشمس على التراجع تحت الرمال في انتظار عودة المد التالي. |
güneşin ısısı bu enlemlerde nazik olabilir fakat günün 24 saati etkili ve buzu oyarak büyülü şekiller ortaya çıkarıyor. | Open Subtitles | قد تكون حرارة الشمس لطيفة ،عند هذه النطاقات لكنها متواصلة ،على مدار 24 ساعة في اليوم وهي تنقش الجليد إلى منحوتات ساحرة |
Zeminin üstündeki çıkıntılar alt taraftakileri gölgeler ve sokaklar o kadar dar ki şiddetli güneşin sıcaklığından korunurlar. | Open Subtitles | الشرفات التي بالأعلى تظلل على التي بالأسفل والشوارع ضيّقة لكي تظلل من حرارة الشمس الحارقة |
Ne dudaklarında susuzluğun yakıcı öpücüğünü soğutabildi ne de güneşin yakıcı öfkesini gölgeleyebildi. | Open Subtitles | فإنه لم يتمكن من تبريد القبله الملتهبه للظمأ على شفتيه و لا إستطاع أن يستظل من حرارة الشمس اللافحه |
Umarım bu avcı hanımlar, güneşin altında pişmezler. | Open Subtitles | آمل أنّ فتيات اللهو لم يتعرّضن للإسمرار من حرارة الشمس |
Birazcık da yağmur ve güneşin sıcaklığı ve elbette, en iyi gübre... | Open Subtitles | مع القليل من المطر... و حرارة الشمس... و اكيد... |