Yasa dışı balıkçılığı önlemeye çalışan Sahil Güvenlik için bunun ne kadar faydalı olacağını bir düşünün. | TED | الآن، تخيل مدى فائدة ذلك لأفراد حرس السواحل الذين يحاولون تعقب ووقف الصيد غير القانوني. |
Bende Sahil Güvenlik sertifikası, yeni tapu ve satış faturası var. | Open Subtitles | لدي اسماء المالكين السابقين وترخيص حرس السواحل وفاتورة بيعك القارب |
Yeterince serinledi sanırım, Sahil Güvenlik getirir herhalde. | Open Subtitles | أتعلمون ، أعتقد أن أنتعش بما فيه الكفايه حرس السواحل سيرفعه الى الشاطيء |
Kaptandan bir çağrı yapmasını isteyelim. Sahil Güvenlik'e. | Open Subtitles | سوف نجعل القبضان يجري مكالمه مع حرس السواحل |
Çok tehlikeli bir patojenden bahsediyoruz. Sahil güvenliğin yemekleri berbattı. | Open Subtitles | طعام حرس السواحل كان فظيعاً, الفاصولياء بالفلفل الحار ؟ |
Sahil Güvenlik'e. Bir ekip getirtir Heather'ı aratırlar. | Open Subtitles | سوف نجعل القبضان يجري مكالمه مع حرس السواحل |
Yarım saat önce bir Sahil Güvenlik teknesindeki tüm ekibin gözleri dikildi. | Open Subtitles | قبل نصف ساعة طاقم حرس السواحل باكمله أعينهم خيطت وأغلقت |
Cinayet, geminin yükü kıyıya çıkabilsin diye Sahil Güvenlik'i oyalamak içindi. | Open Subtitles | قتلهم كان إلهاء لإشغال حرس السواحل ظاهرياً بينما حمولتهم تسبح إلى الشاطيء. |
Sahil Güvenlik ajanları kontrol için gemiye binecek. | Open Subtitles | سيصعد عملاء حرس السواحل الأمريكية للتفتيش. |
- Sahil Güvenlik Memuru vurulduğu sırada neredeydiniz? | Open Subtitles | أين كنت عندما أصيب ضابط حرس السواحل بالرصاص؟ |
Sahil Güvenlik, havadan ve deniz üzerinden Back Bay'in kuzey sahil şeridinin tamamını tarıyor. | Open Subtitles | حرس السواحل أرسلوا طائرات و مراكب لتمشيط .الشاحل كاملاً شمال الخليج |
11 Eylül sonrasında Sahil Güvenlik, Ulusal güvenlik için çalışmaya başladı. | Open Subtitles | بعد أحداث سبتمبر، حرس السواحل يعمل لصالح الأمن الداخلي. |
Sahil Güvenlik yedi kişiyi tahliye etmiş, ...hepsinin de durumu ağırmış ve kayboldukları kesinleşen 11 kişiyi arıyorlarmış. | Open Subtitles | حرس السواحل أخلى سبعة أشخاص, جميعهم في حالة حرجة, ويبحثون عن 11 شخصًا تم تأكيد اختفائهم. |
Motorlu tekne Zazu iskele tarafınızdaki Amerikan Sahil Güvenlik teknesinden arıyorum. | Open Subtitles | الرجل: موتور السفينة زازو، هذا هو حرس السواحل الامريكية قبالة شعاع المنفذ الخاص بك. |
Sahil Güvenlik helikopterleri beni fark edene dek iki gün boyunca yüzeyde kaldım. | Open Subtitles | بقيت هناك لمدة يومين حتى وجدتني مروحية حرس السواحل |
Yarım saat önce bir Sahil Güvenlik teknesindeki tüm ekibin gözleri dikildi. | Open Subtitles | قبل نصف ساعة طاقم حرس السواحل باكمله أعينهم خيطت وأغلقت هذا كان أنت |
- Sahil Güvenlik Yönetmelikleri eğer yerleşim yerleri yakınında biyolojik tehlikeye sebebiyet verebilecek bir şey olduğunu düşünürsem bana yerinde araştırma yapma yetkisi veriyor. | Open Subtitles | قوانين حرس السواحل تمنحني الصلاحية لتنفيذ فحص موقعي إن كان لدي الشك في وجود أي خطر أحيائي |
- Sahil güvenliğe hoşça kal deyin. - Hoşça kal Sahil Güvenlik. | Open Subtitles | قولوا وداعا لحرس السواحل مع السلامة حرس السواحل |
Sahil Güvenlik baskın yaptığında da bütün sandıkları nehre atıyorsunuz. | Open Subtitles | - احيانا وعندما يُقبض عليك من قبل حرس السواحل تلقى كل مالديك خارج القارب |
Sahil güvenliğin bizi geri göndereceği söylendi. | Open Subtitles | أخبرونا أن حرس السواحل سيقوموا بإرجاعنا... |
Belki de toplanıp sahil güvenliği beklememizi istiyordur. | Open Subtitles | ربّما يريدنا أنْ نتجمّع و ننتظر حرس السواحل |
Kaptana sahil güvenlikle bağlantı kurmasını söyleriz. | Open Subtitles | سوف نجعل القبضان يجري مكالمه مع حرس السواحل |