Onu bu zevkten mahrum etmeni anlayışla karşılayacaktır. | Open Subtitles | إنى واثق أنه سيفهمك من حرمانه من تلك المتعة. |
Ve istiyor bile olsa, onu bunlardan mahrum bırakamam. | Open Subtitles | وأنا لن حرمانه من تلك الأشياء، حتى لو كان يريد مني أن. |
Mirastan mahrum etmek ayrı, bir kenara koymak ayrı. | Open Subtitles | حرمانه من الإرث هو الشيء الوحيِد. أخذه وذهابه بعيدًا هو شيء آخَر. |
Müvekkilim umuyur ki, oğlunu tanıma fırsatından mahrum bırakılmasının önemli bir kayıp olduğunu dikkate alınması. | Open Subtitles | موكلي يأمل أن تأخذ بعين الحسبان الخسارة الكبيرة التي حدثت له من حرمانه من فرصة معرفة ابنه |
Onu, kendisini anlayan bir çift kulaktan mahrum tutamam. | Open Subtitles | لا أستطيع حرمانه أذناً متعاطفة مصغية |
Ürdün nehrinin suyundan mahrum kalan | Open Subtitles | بعد حرمانه من مياه النهر |
Kjartan'ı yenmenin tek yolu onu yiyecekten ve özgürlükten mahrum bırakmak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لهزيمة (كجرتان) ستكون من خلال حرمانه الأكل والحُريّة |