Demin ki şu herif kemerimi açmaya çalıştı. Ama üzücü olan şey bazen işe yarması. | Open Subtitles | الشخص الاخير حاول نزع حزامي, لكن المشكلة انها تنجح بعض الأحيان |
Beni buraya bağcıklarımı ve kemerimi almadan koydunuz. | Open Subtitles | . لقد تركتني هنا , مع حزامي و رباط حذائي |
Yine kemerimi yıkadıysa kuru kemerimle döveceğim onu. | Open Subtitles | ان كانت قد قامت بغسل حزامي مرة اخرى سأضربها به حتى يجف |
Sakın bir daha ben yapmadım deme. O benim uğurlu kemerim. | Open Subtitles | لا تقولي لي إنني لم أفعل، إنه حزامي الجالب للحظ |
Bu kadar ağır bir şeyi kaldırma kemerim olmadan kaldıramam. | Open Subtitles | ذكريات عديمة النفع حسناً لا يمكنني رفع شيئاً بهذا الثقل دون حزامي للرفع |
Ayakkabılarımı çıkarsam, ya da kemer tokamı. Tokam çok büyük. | Open Subtitles | ربما يجب علي خلع حذائي او إبزيم حزامي , إبزيم حزامي كبير |
Kafa derisini yüzüp kemerime takmamı istedi. | Open Subtitles | أرادني أن أسلخه وأضع فروة رأسه على حزامي |
Ve mağazadan alınma kemerimi çıkarmama çok az kaldı. | Open Subtitles | وأنا بهذا القرب, حتى أنزع حزامي المُشترى من المتجر، |
kemerimi çıkarmak için yapmam gereken bir şey bu. | Open Subtitles | هذا هو .. هذا هو ما علي فعله كي انزع حزامي |
Dün akşam kemerimi Marney'de unuttum. | Open Subtitles | تبا نسيت حزامي لدى مارني البارحه |
Hayır, sağ ol Red. kemerimi bağlayamam şimdi. | Open Subtitles | لا، شكرا ريد يجب أن أرخي حزامي |
Büyük gelirse kemerimi kullan. | Open Subtitles | إستعمل حزامي إذا كان البنطلون كبيراً |
kemerimi ve bağcıklarımı istediler. | Open Subtitles | طلبوا مني حزامي و طلبوا مني رباط الحذا |
Benim emniyet kemerim vardı ama onun yoktu. | Open Subtitles | كنت آمنة في حزامي ، لكنه لم يكن. |
Üzgünüm ama o benim kemerim. O üzerime bağlı. | Open Subtitles | آسف, جدّتي, ولكن هذا حزامي وهو متصل بي... |
kemerim bir boruya takıldı ve çok sıcak. | Open Subtitles | حلقة حزامي علقة بالانبوب إنه حار |
Uğurlu kemerim bu. Bende kalabilir mi? | Open Subtitles | إنه حزامي المفضل أيمكنني الإحتفاظ به؟ |
Tamam mı? Bileklerini kemer tokama sürt. Hepsi bu. | Open Subtitles | قم بحكّ معصميك في مشبك حزامي سيفي هذا بالغرض |
Ama merak etme, kemerime kayış koydum. | Open Subtitles | لاتقلق. حزامي يمتدّ إلى الرافعة. |
-Ellerin belimin üstünde. -Ne dedin? | Open Subtitles | -يداكِ على حزامي |
Belime bir soğan bağladım... o zamanın modası böyleydi. | Open Subtitles | والتي يطلقون عليها (شلبي فيل) بهذه الأيام لهذا ربطت بصلة على حزامي |
Önemli olan belimde bir soğan olmasıydı... ki bu o zamanın modasıydı. | Open Subtitles | .. نعم أهم شيء أن كان لديّ بصلة على حزامي وذلك كان صرعة بذلك الوقت |
26 tane kuşağım var, ve o, senden korkuyor. | Open Subtitles | لقد تلقيت 26 طلقة تحت حزامي وهو خاف منك أنت. |
- Kemerimde anahtar var. | Open Subtitles | ثمّة مفتاح فى حزامي ، أودّكِ أنّ تأتي بهِ. |
Kağıt oynamaya gitmek istediğimde, yine "Hayır" diyorsun. kemerimden çekiştiriyorsun! | Open Subtitles | أذهب للعب الكوتشينه ، تمسكني من حزامي لتمنعني |
Hatta kemerimdeki gerçek delikleri kullanıyorum, tornavidayla kendi açtıklarımı değil. | Open Subtitles | حتى أنني أستعمل الفتحات الأصلية في حزامي وليس تلك التي أفتحها بالمفك, إذاً, هيا |