Şimdi tekrar Dünya'nın tepesindesiniz, Kuzey Kutup üzerinde yandan gidiyorsunuz ve düşüyorsunuz ve evet -- Tahmin ettiniz. | TED | وها أنت مجدد فوق الكرة الأرضية، فوق القطب الشمالي، تعوم بشكل جانبي و تسقط، و نعم، لقد حزرت. |
Şey, ben bunu Tahmin etmemiştim, ya sen? | Open Subtitles | حسنا، أنا لن يكون عندي حزرت بأنّ، أليس كذلك؟ |
Peki Princeton kızı eğer doğru Tahmin edersem bana kim olduğunu söylermisin? | Open Subtitles | إذاً يا ابنة برينسون هل تقولين لي من أنت إذا حزرت ذلك بنفسي |
- Aman Tanrım. Kupa yedili. Doğru bildin. | Open Subtitles | يا إلهي صحيح ، إنها 7 القلوب ـ آش ، لقد حزرت الورقة الصحيحة |
- Tahmin bildin? | Open Subtitles | كيف حزرت ؟ |
- Nasıl bildin, Henry? | Open Subtitles | ) -كيف حزرت ذلك يا (هنري)؟ |
Tahmin edebileceğiniz gibi Amerikan yerlilerinin kültürü üzerine eğitim almış. | Open Subtitles | يدرس, ولقد حزرت الحضارة للسكان الأصليين حسنا شكرا |
Ya Tahmin yürütürsem ve kız ölürse? | Open Subtitles | ماذا إذا حزرت و الفتات ماتت ؟ لا , لا مستحيل |
Yani, öyle derken, Tahmin ediyordum... | Open Subtitles | حسناً، حين أقول بأنني عرفتُ بأنها الفاعلة قصدتُ بأنني حزرت |
Adını Tahmin edebilirsem o para benim mi olacak? | Open Subtitles | أستطيع الحصول على المال إن حزرت اسمكِ؟ |
Beni evine götürmediğinde Tahmin ettim. | Open Subtitles | عندما حزرت لمَ لم يستطع إيصالي للبيت |
Ayağının büyüklüğünü Tahmin edersem bana köpeği verecekti. | Open Subtitles | قال لو حزرت حجم حذائه سيعطيني الجرو |
Kablosuz ağ şifresinin "Mumford." olduğunu Tahmin etmiştim. | Open Subtitles | حزرت بالفعل أن كلمة مرور الإنترنت اللاسلكي هي"مامفورد". |
Doğru Tahmin ettiniz: Çin. | TED | لقد حزرت ذلك: الصين. |
İyi Tahmin, moron. Polis benim. O kötü adamdı. | Open Subtitles | حزرت أيها الأحمق أنا شرطي |