"حزناً" - Translation from Arabic to Turkish

    • üzücü
        
    • üzgün
        
    • hüzünlü
        
    • acıklı
        
    • acı
        
    • Kederli
        
    • acınası
        
    • üzüntüden
        
    • üzüntüsünden
        
    • Üzüntüsü
        
    • kederinden
        
    • üzülmüşlerdir
        
    Elaine, en üzücü olan da benim hatamın acısını babamın çekmesi. Open Subtitles والامر الاكثر حزناً,ان ابي هو الذي يدفع ثمن خطائي يا الين
    Hangisinin daha hüzünlü olduğunu mu üzücü olduğunu mu tartışıyoruz? Open Subtitles هل نحنُ نناقش أيهما أكثر حزناً أو أيهما أكثر كآبة؟
    Bu büyük olasılıkla, şimdiye kadar insan ya da başka bir organizmadan duyduğum en üzücü ses. TED وهذا على الأرجح أكثر الأصوات حزناً سمعتها من كائن حي، سواءاً كان إنساناً أو غيره.
    üzgün bir yüz ifadesi vardı. Şimdiye kadar hiç görmediğim üzgün bir ifade. Open Subtitles بوجه حزين جداً . حزناً لم أرى مثله أبداً
    hüzünlü bir barış sabahın getirdiği. Güneş, kederinden gösteremiyor yüzünü. Open Subtitles أتى الصباح معه بسلام حزين ولم تطل الشمس برأسها حزناً
    Ve ben de sonunda kendimi iyi hissediyorum. "En acıklı." Open Subtitles -أجل -وأنا أخيراً أشعر بخير حيال نفسي. "أكثر حزناً "
    İnsanın tek başına yaşlanması çok acı. Open Subtitles أَعْني، ما يَكُونُ أشدُّ حزناً مِنْ كَبْر في السنّ لوحده؟
    Böyle düşündüğünde ölüm daha az üzücü geliyor. Open Subtitles وعندما أفكر في ذلك بهذه الطريقة فإن ذلك يجعل الموت أقل حزناً
    Bundan daha üzücü bir şey gördün mü? Open Subtitles رَأيتَ أبداً أيّ شئ أشدُّ حزناً مِنْ هذا؟
    Genç bir adamın, tatil sırasında hastaneye gelmesi kadar üzücü bir şey olamaz. Open Subtitles لا يوجد شيء أكثر حزناً من شاب يأتي إلى المستشفى خلال العطلات
    Okuduğum en üzücü mesajları aldıktan sonra, Open Subtitles حسناً، بعدما قرأتُ أكثر الرّسائل حزناً في حياتي
    Eğer şişman olmasaydı daha üzücü olurdu diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Open Subtitles أنا متيقن أن الوضع كان سيكون أكثر حزناً لو لم تكن بدينة
    Kimsenin kollarına ihtiyacım yok. Yalnız olursam daha üzücü olur. Open Subtitles لا أحتاج أن أموت في ذراع أي أحد سيكون أكثر حزناً إذا كنت وحيدة.
    üzgün bir yüz ifadesi vardı. Şimdiye kadar hiç görmediğim üzgün bir ifadeydi. Open Subtitles بوجه حزين جداً . حزناً لم أرى مثله أبداً
    Bu cenazede birçok üzgün yüz var ama sen bana en üzgünü göründün ama ağlamıyordun. Open Subtitles يوجد الكثير من الوجوه الحزينة في هذه الجنازة تبدو أكثرها حزناً و لكنك لم تكن تبكي لذلك أخذت صورة
    En hüzünlü, en nazik varlığa işkence ediyorsunuz. Nazik mi? Open Subtitles تعذيبه وهو الشخص الأكثر حزناً والألطف بين الكل؟
    Bu şimdiye kadar duyduğum en acıklı hikâye. Open Subtitles أتعلمون, تلك أكثر القصص حزناً سمعتها من قبل
    Mutlu aile hayatı maskesini çıkartınca acı bulabilirsiniz. Open Subtitles .. إن عرّيت غشاء الحياة العائلية السعيدة فقد تجد حزناً
    Margaret bu defa kurgu yazmıyormuş. Kederli Nesil romanın nasıl yazıldığının gerçek hikayesini yazıyormuş. Open Subtitles لقد كانت تكتب مجدداً , كتاب واقعى , الحقيقة عن كتابة "الجيل الأكثر حزناً".
    Daha acınası olan şey ise, benim bunları isteyecek kadar... Open Subtitles ما الأكثر حزناً هو اعتقادك أنني اريد البعض منه
    Başlarda kocam üzüntüden kendimi kaybettiğimi düşündü, sonra aklımı tamamen kaçırdığıma karar verdi. Open Subtitles في البداية ظن زوجي بأنني فقدت عقلي حزناً ومن ثم ظن بأنني فقدت عقلي فقط
    Belki de Sage, Finn'e o kadar çok âşıktır ki üzüntüsünden ölmüştür. Open Subtitles ربّما لعشق (سيج) الشديد لـ (فين) ماتت حزناً عليه.
    Üzüntüsü, beyninin ona oyun oynamasına neden oluyor. Open Subtitles أنه مجرد حزناً, و هو يرسم الصور في مخيلته
    Belki de sınıf arkadaşları öldü diye üzülmüşlerdir. Open Subtitles لربما يكون حزناً على زميلتهنّ المنتحرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more