Babam, iş edebiyata geldiğinde çok hassas ve bilgilidir. | Open Subtitles | ابي حساس و ثاقب البصر عندما يتعلق الامر بالادب |
Sen tanıdığım en hassas ve içgörülü insansın ve her zaman da öyle oldun. | Open Subtitles | أنت أكثر شخص حساس و ذو بصير عرفته على الأطلاق و لا طالما كنتَ كذلك |
Tanımıyorsun çocuğu sanki. Çok hassas ve duygusal. | Open Subtitles | حسنا، أنت تعرف كيف هو انه حساس و عاطفى |
Bu ise: Evet ben çok hassas ve ilgiliyim. | Open Subtitles | و هذا قال أنا حساس و أهتم بالآخرين" |
Onun hassas ve zeki olduğunu sandım. | Open Subtitles | ... ظننتانه حساس و ذكي |
hassas ve hoş biri. | Open Subtitles | حساس و وسيم |
hassas ve hoş biri. | Open Subtitles | حساس و وسيم |
Sen çok hassas ve naziksin. | Open Subtitles | أنت حساس و طيب |