O masumiyetle bütün haset, kıskançlık, kin ve nefret duygularının üstesinden gelinebilir. | Open Subtitles | .. مع تلك البراءة .. يمكن لأي حسد أو غيرة حقد أو غضب أن يُهزم |
Kendisi projeyi yarım bırakıp gitti. Ama bence bu garezden ziyade kıskançlık yüzündendi. | Open Subtitles | حسناً، فعلاً لقد تخلى عن المشروع ولكني اظنه أكثره حسد من روح |
Freud penis kıskançlığı konusunda haklıydı ve ona kimin sahip olduğu konusunda yanıldı. | TED | كان فرويد محقًا حول حسد العضو الذكري وخاطئًا حول من يملكه. |
İzin ver onları, diğer tüm meleklerin seni kıskanmalarını sağlamak için kullanayım kıskançlığı sadece senin yapmandan iyidir. | Open Subtitles | دعني أستخدمها لكي أجعلك موضع حسد لكل الملائكة بدلًا من أن تحسدهم أنت |
Hepiniz dostlarınızın gıptası olmak istiyorsunuz ama ne hikmetse sende fazla fazla var. | Open Subtitles | كل ما ترغبن به هو إثارة حسد صديقاتكن وهذا ما أنتن تفعلانه ببراعة |
Nefret, sevgi, korku, öfke, imrenme. Bu yüzden bir emniyet mekanizması geliştirdiler. | Open Subtitles | كره , حب , خوف , غضب و حسد لذا بنوا أداة مضمونة |
Eğer dünyanın heryerindeki insanlar mutlu olursa ve yaşam standartları bizimkiyle eşit olursa, dünyada haset kalmaz ve savaşmak için daha az sebep olur. | Open Subtitles | لو كل الناس بكل مكان قانعون ومستوى معيشتهم عادل ومتوافق معنا لن يكون هناك حسد فى عالمنا |
Dünyanın gıpta ettiği araştırma kurumlarımıza rağmen Amerikan halkının yarısından fazlası evrim teorisini reddetmektedir. | TED | على الرغم من وجود مؤسسة للبحوث وهذا هو موضع حسد العالم، أكثر من نصف الشعب الأميركي لا يؤمن بالتطور. |
Dr. Thorndyke, konuşmanızda, penis kıskançlığının... | Open Subtitles | دكتور ثورندايك ، ذكرت في عنوانك أنَّ " حسد القضيب " ... يجب أن يعتبر مفهوم الطب النفسي الذي عفا عليه الزمن |
ve Conrad'in kabul ettiği bir konu da; ona karşı duyduğu kıskançlık, hayranlığından daha fazlaydı | Open Subtitles | لدرجة كبيرة تجعله يكرهُ الإعتراف بذلك لنفسه، حسد |
Hiçbir kıskançlık ya da garez olmadan hayatını başkalarının yeteneğini paylaşmaya adayan birinin düşüncesi... | Open Subtitles | أتعلمين، عندما تفكرين بشخص.. أفنى حياته لمشاركة مواهبهُ مع الآخرين.. مع العالم من دون حقدٍ أو حسد.. |
Babanın başarısının fiyatı: haset ve kıskançlık | Open Subtitles | ذلك هو ثمن نجاح أبيك حسد وغيرة |
Ama bununla alakası var; Doğaüstü kıskançlık. | Open Subtitles | هذا يخص كلمتان حسد غير اعتيادي |
Hatırlarsanız, "penis kıskançlığı" kavramı erkeklerin egemen olduğu bir ortamda ortaya atılmıştı... | Open Subtitles | دعونا نتذكر أنَّ مصطلح "حسد القضيب" ... تم إنشاؤه في الغالب في جو الذكر ... |
- Lazer kıskançlığı. | Open Subtitles | حسد ليزرى حسنا هذا يكفى |
Hani şu penis kıskançlığı meselesi var ya? | Open Subtitles | هذا الأمر حول حسد القضيب نعم |
Çocuğumuz Terry Bradshaw'a ayakkabı kıskançlığı yaşatacak. | Open Subtitles | صغيرنا سوف يعطي (تيري برادشو) حالة من حسد الأحذية. |
O zaman da tüm insanlığın gıptası benimle gitmek zorunda kalır. | Open Subtitles | اذن حسد كل البشر يجب ان يذهب معي |
- Tüm insanlığın gıptası. - Evet. | Open Subtitles | حسد كل البشر اجل |
Nefret, sevgi, korku, öfke, imrenme. | Open Subtitles | أوه، حقد، حبّ، خوف، غضب، حسد. |
Dünyadaki tüm nanoteknoloji uzmanlarının gıpta ettikleri, aminoasit dizilerinden meydana gelen bu mikro makinalar, kendilerini yöneten,güçlü,hassas, kusursuz araçlardır. | TED | هذه الماكينات المتناهية في الصغر، التي هي موضع حسد من تكنولوجيا النانو في جميع أنحاء العالم، تدار ذاتياً، بإقتدار، بدقة، أجهزة دقيقة مصنوعة من أوتار من أحماض الأمينو. |
Yani, pipi kıskançlığının, hiçbir geçerliliğinin olmadığını mı söylemek istiyorsunuz? | Open Subtitles | هل تقول أنه لا صحة على الاطلاق لـ... " حسد البيبي " ؟ |