Anlaşılan beni burada tutmak için elinizde hiçbir delil yok, Müfettiş. | Open Subtitles | حسناً , يبدو لي أنه لا يوجد لديك أدنى دليل لتبقي علي هنا يا سيدي المفتش |
Anlaşılan burada iki taraftan temsilci var... benim açımdan iki tarafın da gideri var. | Open Subtitles | حسناً يبدو مثل وجود اثنين من التحيزات واحد على كل جانب وانا أذهب في كلا الاتجاهين |
En azından bir kişide beni kalitesiz bulmuyor Anlaşılan. | Open Subtitles | حسناً يبدو على الأقل شخص واحد لا يعتقد كونك انا دنيئ جداً |
Kötü haber ise Anlaşılan Ruslar kaybetmeyi hiç hazmedemiyorlar. | Open Subtitles | . أما الأخبار السيئة، حسناً يبدو أن الروس غاضبين بعض الشيء لخسارتهم، |
Vay, vay, vay demek aramızda bir polis var. | Open Subtitles | حسناً,حسناً,حسناً يبدو أن يوجد واحد بيننا شُرطي |
Vay, vay, vay demek aramızda bir polis var. | Open Subtitles | حسناً,حسناً,حسناً يبدو أن يوجد واحد بيننا شُرطي |
Anlaşılan Natalie koltukta oğlu olan tek kişi değil. | Open Subtitles | حسناً . يبدو أن ناتالي ليست الوحيدة مع أبن على الأريكة |
Anlaşılan vali senin omuzlarına yeni bir sorun yüklemiş ben bu konularda çok beceriksizimdir. | Open Subtitles | حسناً يبدو بأن المحافظ صنع مشكلة جديده وانا لست جديرة بحلها |
Anlaşılan karmaşık adamlara karşı bir ilgin var. | Open Subtitles | حسناً , يبدو أن لديكِ شيئاً لصديقينا المعقدَين |
Anlaşılan ikimiz de yeni şeyler deniyoruz. | Open Subtitles | حسناً , يبدو أنّ كلانا يجرب أشياء جديدة , إذاً. |
Anlaşılan o ki endişelenen yalnızca ikimiz değilmişiz. | Open Subtitles | حسناً , يبدو أنْـنا أنـا وأنتَ لسنا الوحيدون الخـائفون |
Tamam. Anlaşılan bir şey yayına fazla yük bindirmiş ve yayını bozmuş. | Open Subtitles | حسناً , يبدو وكأن شيئاً ما غمر التغذية وخربها |
Yol bitti Anlaşılan. Ama burada değiller. | Open Subtitles | حسناً يبدو أننا إستنفدنا الطريق إنهم ليسوا هنا |
Seni buralara gönderdiğine göre seni pek sevmiyor Anlaşılan. | Open Subtitles | حسناً, يبدو أن الأدميرال لايُحب .حتى يُرسلك إلى هُنا |
- Pekala, Anlaşılan güvendeyiz. | Open Subtitles | حسناً , يبدو أننا بأمان يبدو ذلك |
Anlaşılan, Kazanovanın teki tam da alacağımız gün Hendrix'in gitarını çalmaya çalışmış. | Open Subtitles | حسناً يبدو أن عاشق ما قرر "أن يلعب بجيتار "هيندريكس في نفس الليلة التي قررنا أن نأخذه |
Anlaşılan, son kez böyle kavga ettiklerinde... | Open Subtitles | حسناً, يبدو أنًّه في المرة الأخيرة ...التي تقاتلتا فيها بهذا الشكل |
Anlaşılan yogayı biraz fazla yapıyor gibisin. | Open Subtitles | حسناً يبدو وكأنك اكثرتي قليلا من تمارين اليوغا! |