Kendi dokunulmazlığını korumak için bunu yapıyorsa kim bilir başka neler yapardı? | Open Subtitles | وإذا فعل هذا لحفظ حصانته فماذا غيرها أيضاً ؟ |
Biz konuşurken o dokunulmazlığını kaybediyor. | Open Subtitles | إنّه يخسر حصانته بينما نتحدّث. |
- Yunanistan diplomatik dokunulmazlığını yürürlükten kaldırdı. | Open Subtitles | (اليونان) أبطلت حصانته الدبلوماسية |
Zheng'in görev dokunulmazlığı cinayeti kapsamaz, ama bir tetikçi olarak anlamlı geliyor. | Open Subtitles | حصانته المهنية لا تمتد إلى الجريمة لكن من المعقول أن يصبح مأجوراً |
Onu sizin zamanınızda yok etmenin tek yolu kutsamayı geri alıp ,yüzüğe verilen dokunulmazlığı kaldırmak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لهزمه في وقتكم هي بأن أقوم بلعن الخاتم، ثم تختفي حصانته |
Sergei'in dokunulmazlığını kaldırın. | Open Subtitles | أوقف حصانته |
Bu durumda dokunulmazlığı devam etmelidir. | Open Subtitles | في هذه الحالة، يجب أن تبقى حصانته سليمة. |
-Oğlumun diplomatik dokunulmazlığı olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | أنا أؤكِّد بسبب حصانته الدبلوماسية |
Diplomatik dokunulmazlığı olan bir adam olarak hiç diplomatik sayılmazdı. | Open Subtitles | (هارون) يختبئ خلف حصانته. هُو يعرف أكثر ممّا يقول. |
O'Bannon'a dokunulmazlığı vereceğimizi söyle. | Open Subtitles | - أخبر (أوبنون) أنه سيحصل على حصانته |