"حصى" - Translation from Arabic to Turkish

    • çakıl
        
    • taş
        
    • taşlar
        
    • kumtaşı
        
    • böbrek taşı
        
    • çakılları
        
    • bademcik
        
    • çakılla
        
    Küllerin içinde yanmış odun parçaları, toz ve çakıl çıktı. Open Subtitles الوعاء إحتوى على قطع خشبية محروقة صلب, غبار و حصى
    çakıl taşlarını bir gölete attığınızı düşünün: Dalgalanma yayılıp üst üste bindikçe bir örüntü oluşur. TED تخيل إسقاط حصى داخل بركة: حيث أن مع انتشار التموجات وتداخلها، تتشكل أنماط.
    çakıl yoldaki adımlarına kulak verdin... ama pencerenin gerisinden hiçbir şey duyamadın... ve muhtemelen yol çakıl da değildi zaten. Open Subtitles ...استمعت إلى خطواته على الحصى ولكن لم تستطيعي السماع ...عبر النافذة ،ومن المحتمل عدم وجود أي حصى على أي حال
    Daha az önce annemin suratına bir sürü taş attın, başlangıç için bu bahane nasıl ? Open Subtitles لقد ألقيت حصى في وجه أمها ما رأيك في هذا كسبب أولي؟ شكراً جزيلاً لكِ
    Eğer taş varsa, metale değdiğinde sesini duyacağım. Open Subtitles إن كان فيها حصى ستحتك بالقضيب المعدني
    Gelemem. Kafatasında mikroskobik taşlar buldum. Open Subtitles لا يمكنني لقد وجدتُ حصى بالغة الصغر على الجمجمة
    Tırnaklarının altındaki kumtaşı çatı tamircisi olduğunu gösteriyor. Open Subtitles آثار حصى السيراميك تحت أظافره تُشير بأنه كان سقّاف.
    Bu soruya sakın cevap verme. Şu anda resmen böbrek taşı düşürüyorum. Ayrıca ilk gününde öldürülmeni istemiyorum. Open Subtitles لا تفكر حتى فى الاجابة على هذا السؤال انا عندى حصى فى الكلية ولااريد انا اقتلك فى اول يوم لك
    Tekrar uzanıyor, yeniden çakılları alıyor ve bırakıyor... "Çıt çıt çıt çıt çıt çıt!" TED يرتفع مرة اخرى, يأخذ حصى ملئ ذراعه ويطلقه مرة اخرى "تشك تشك تشك تشك" نفس الشئ
    Pekala. İki sivri, iki düz, bir paket de çakıl. Open Subtitles حسنا, حجران مستدقان وحجران مفلطحان ورزمة حصى
    Biliyorsun Fred, çakıl beyinli olan herkes... aşağıda kayaları kürekler, fakat burada, yukarıda.. Open Subtitles كما تعلم ، فريد ، أي حصى في الدماغ يمكن ان تجرف الصخور للأسفل في مقلع الحجارة ولكن فوق هنا
    Garaj yolunuzun hala çakıl taşlarından oluştuğunu fark ettim de. Open Subtitles لاحظت أن هناك حصى صغيرة باقية على ممر سيارتك.
    Evet, bu sol bileğinin dış kemiğinden bir parça, içinde çakıl var. Open Subtitles إنها حادة من جانب يدها اليسرى ثلاثية الأضلاع و هناك حصى محشو بداخلها
    Hodgins, saçında çakıl buldu ama çakılla ölmesi, olası değil. Open Subtitles هودجينز وجد حصى في شعهرها لكن الموت بسبب الحصى غير محتمل
    Hodgins, saçında çakıl buldu ama çakılla ölmesi, olası değil. Open Subtitles هودجينز وجد حصى في شعهرها لكن الموت بسبب الحصى غير محتمل
    - Ayakkabıda taş olmasının neresi güzel? Open Subtitles ما الشيء اللطيف بوجود حصى في حذاء؟
    - Böbreğimde taş var. Open Subtitles حسناً, لديّ حصى في كِليَتي
    Kalıplanmış çakıla ya da taş tozuna benziyor. Open Subtitles يبدوا حصى مطبوخ ربما صخر محطم
    Silah hep siyah taşlar getirir. Open Subtitles لطالما تطلق البندقية حصى سوداء صغيرة
    - Yaralardaki kumtaşı. Open Subtitles حصى من الجروح
    Seni aramak istedim ama kendisi hastanedeymiş. böbrek taşı varmış. Open Subtitles لقد كان فى المستشفى ان لديه حصى فى الكليه
    Londra'daki Trafalgar Meydanı'nda kazı yapıldığında, orada nehir çakılları bulundu, hipopotam, gergedan, fil, sırtlan, aslan kemikleriyle doluydu. TED عندما جرت أعمال التنقيب في ساحة الطرف الأغر،... ...وجد أن حصى النهر... ...كانت محشوة بعظام البرنيق،... ...وحيد القرن، الأفيال، والضباع، والأسود.
    Bence bademcik taşları gibi saçma bir konu hakkında konuşulması harika ancak bu etkiyi bir videonun yaratması biraz üzücü çünkü bu, âdet görme kadar yaygın bir olgu. TED ويعد هذا شيئًا رائعًا عندما يتعلق الأمر بشيء أحمق مثل حصى اللوزتين، ولكن من المحزن قليلًا عندما يكون للفيديو تأثير كهذا عندما يتعلق الأمر بشيء شائع مثل الدورة الشهرية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more