Türümüzün ve uygarlığımızın başarılarıyla gurur duyuyorum. | Open Subtitles | أنا فخور بما انجزناه حتى الآن كنوع من حضارتنا |
Yüce Sezar'ın da dediği gibi burada büyük uygarlığımızın değerlerini yükseltmek için bulunuyoruz. | Open Subtitles | مثل ما قال القيصر العظيم نحن هنا لنرتقي بقيم حضارتنا العظيمة |
Yarım milden daha büyük bir göktaşı medeniyetimizi sona erdirebilir. | Open Subtitles | الكويكبات التي تزيد عن عرض نصف ميل قد تبيد حضارتنا |
Onların gücünün yalnızca yüzde birini bile kullanabilseydik medeniyetimizi sürdürecek enerjiye sahip olurduk. | Open Subtitles | إن استطعنا حتى إستغلال واحد بالمائة من قوتها سنملك طاقة كافية لتشغيل حضارتنا. |
Milyonların ölümünü, ulusumuzun ve medeniyetimizin sonunun gelmesini engelleyebilmiş olacağımı bilerek yaşayabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | أنّه كان بإمكاني منع وفاة الملايين، ومنع نهاية أمتنا، ونهاية حضارتنا كما نعرفها |
Kishorilal'ın mustakbel gelini, Bayan Kusum Ganga Hindistan'ın tanrıçası, kültürümüzün bir sembolü. | Open Subtitles | زوجة ابن كيشوريلال المستقبلية.. الآنسة كوسوم جانجا هى اله المعرفة فى الهند وهى رمز حضارتنا |
uygarlığımızı yeniden kurmaya başladığımız Orilla'nın konumunu belirlediler. | Open Subtitles | لقد عرفوا موقع أوفرلا الكوكب حيث أختار الأسغارد إعادة بناء حضارتنا |
Monarşi, dini kültürümüzü kökünden yıkıyor. | Open Subtitles | الحظ الملكي قد تحطم و خرف أمام حضارتنا الدينية |
uygarlığımızın bilgileri üç taşa işlendi. | Open Subtitles | وضعت معرفة حضارتنا بشكل مرمز في ثلاث أحجار |
Şey, uygarlığımızın adı Güneş Savaşçıları. Yani, evet. | Open Subtitles | حسناً, بما ان حضارتنا تدعى محاربي الشمس فأعتقد بأننا مدركين للأمر |
Bizler, Tıpkı kocalarımız gibi medeniyetimizi temsil ediyoruz | Open Subtitles | نحن.. تماماً كأزواجنا يجب أن نحافظ على حضارتنا |
Atalarımız birgün bunlardan birinin geri dönüp, tüm medeniyetimizi yokedeceği konusunda bizi uyarmışlardı. | Open Subtitles | اسلافنا حذرونا ان واحد سوف يعود يوما ما ويدمر حضارتنا كلها |
Amerika'da kamusal alanın iki rolü var. Birisi, medeniyetimizin ve kentsel yaşamımızın ikamet ettiği yer, diğeri ise kamu yararının fiziksel tezahürü. | TED | الصعيد العام في أمريكا له قاعدتين: مسكن حضارتنا وحياتنا المدنية، و المظهر المادي للصالح العام. |
Özellikle şu an, sanayileşmiş ve organize medeniyetimizin atıklarını açıkça topladığı yer. | TED | وهي الآن المجاري المفتوحة من أجل حضارتنا الصناعية وكأنها منظّمة حالياً. |
Uzun vadede medeniyetimizin varlığını tehdit edecek koşullar yaratıyor olabiliriz. | Open Subtitles | ربما نكون نصنع الظروف التي تهدد بقاء حضارتنا على المدى الطويل. |
Ayrıca kültürümüzün kutsal sandığı bir torba kedi ile. | Open Subtitles | أيضاً هذه الحقيبة من القطط التي تعتبرها حضارتنا مقدسة |
Büyük uygarlığımızı temsil eden siz, babam, nasıl olur da bir zorbaya boyun eğersiniz? | Open Subtitles | أبي, أنت تجسد عَظَمَة حضارتنا كيف يمكن أن تخضع للمستبد؟ |
Mode deyimi olarak bizim kültürümüzü takıyorlar eğlenme için bizim taviyi içiyorlar. | Open Subtitles | يوشمّون حضارتنا كصيحات الموضة .يشربون شراب التافي خاصتنا للمرح لا عجب في أن ماوي أصيب بالغضب الشديد |
Tüm Kastom kabilelerinde kutsaldır... ve bize barışın yolunu gösterecektir. | Open Subtitles | إنها مقدسة لكل أبناء حضارتنا و سترشدنا بطريقنا إلى السلام |
Bu yüzden bu meyveler sadece gıda değil, onlara Kültürümüz de işlenmiş. | TED | فهذه الفواكه ليست مجرد طعام، ولكن حضارتنا جزء لا يتجزأ من هذه الفواكه. |
Bize güvenmenizi sağlamak amacıyla, vatandaşlarımıza,tarihimize, kültürümüze tamamen ulaşmanızı sağlamak niyetindeyiz. | Open Subtitles | نحن نعتزم على أن نسمح لكم بالتعرف على المواطنين و على تاريخنا و حضارتنا و هكذا يمكنكم أن تثقوا بنا |
Vücudumuz var, bir gezegenimiz var ve medeniyetimiz var. | TED | لدينا أجسادنا، لدينا كوكب ولدينا حضارتنا. |
uygarlığımız bıçak sırtında dengede, ve isyancılar onu kulaklarımıza indirmekle tehdit ediyor. | Open Subtitles | حضارتنا أصبحت متوازنة و على المحك و المتمردون يهددون بإسقاطها حول رؤوسنا |