Senatör, müvekkilim yazılı bir beyan okumak istiyor. | Open Subtitles | حضرة السيناتور, موكلى يود قراءة تصريح أمام اللجنة |
Senatör, müvekkilim komisyonunuza bir demeç vermek istiyor. | Open Subtitles | حضرة السيناتور, موكلى يود قراءة تصريح أمام اللجنة |
Senatör, bu Binbaşı Lemond. Eminim adını duymuşsunuzdur. | Open Subtitles | حضرة السيناتور هذا الرائد ليموند انا متأكد انك سمعت عنه |
Çok teşekkürler. Çantayı büyük arabaya koyun. Senatör... | Open Subtitles | شكرا ضع الحقيبة في السيارة الكبيرة حضرة السيناتور |
- Senatör bu, bölüklerin en rütbeli komutanı General Lu Soong. | Open Subtitles | حضرة السيناتور هذا الجنرال لو سوونغ القائد الأعلى لحلفائنا |
Senatör, iyi akşamlar. Tatlım, bu gece çok hoşsun. | Open Subtitles | حضرة السيناتور,مساء الخير عزيزتي تبدين رائعة الليله |
Soru şuki Senatör, hanginiz çocuğun babasısınız? | Open Subtitles | السؤال الوحيد يا حضرة السيناتور هو من منكم هو الأب |
Senatör, bu Kıdemli Er Ira Hayes. | Open Subtitles | حضرة السيناتور هذا الجندي الاول من الحرس الايرلندي |
Senatör, bu Kıdemli Er Ira Hayes. | Open Subtitles | حضرة السيناتور هذا الجندي الاول من الحرس الايرلندي |
Helikopteri alırsak bütün gün bize kalır, Senatör. | Open Subtitles | ستوفرين يوماً كاملاً إذا قمتِ بأخذ المروحية يا حضرة السيناتور |
Onu sizin davet ettiğinizi iddia ediyor Senatör. | Open Subtitles | إنها تدّعي بأنك قدّمت لها الدعوة، حضرة السيناتور. |
Bir kumarhane seçimi kaybetmene neden olmaz, Senatör. | Open Subtitles | ملهى هندي واحد لن يتسبب في خلعك من منصبك، حضرة السيناتور |
Tamam. Zorluk çıkarmaya çalışmıyorum Senatör. | Open Subtitles | حسناً. لست أحاول أن أصعب الأمور حضرة السيناتور. |
Başınızı ağrıttığımız için kusura bakmayın, Senatör. | Open Subtitles | نأسف لإزعاجك يا حضرة السيناتور. هذا لن يستغرق وقتاً طويلاً. |
Görünüşe göre tek iş vereni siz değilmişsiniz, Senatör. | Open Subtitles | اتّضح أنّك لست رُبّ عمله الوحيد يا حضرة السيناتور. |
Endişelenmeyin Senatör, sadece iyi niyetlerle geldim. | Open Subtitles | لا تقلق يا حضرة السيناتور. لا أنوِي إيذاءك قط. |
İltimas konusunu açmanıza sevindim Sayın Senatör. | Open Subtitles | سعيدةٌ أنك عملتَ بالمحسوبية، حضرة السيناتور |
Cevap vermeme izin vermiyorsunuz ki Sayın Senatör. | Open Subtitles | أنت لا تتركُ لي مجالًا للإجابة على أسئلتك، حضرة السيناتور |
Evet, Senatör. Orada bir hayat olduğuna şüphemiz yok. | Open Subtitles | اجل حضرة السيناتور بلا شك , توجد حياة هناك |
Sizin hiç oy almamanıza şaşırdım, Senatör. | Open Subtitles | أنا مستغربة بأنك لم تحصل على أصوات قليلة لنفسك حضرة السيناتور |
Senator, çok uzun bir gün oldu. | Open Subtitles | حضرة السيناتور ، كان يومنا شاقا |
Sayın Başkan, Kongre Üyesi... | Open Subtitles | سيدي الرئيس إنها حضرة السيناتور |