| Hayatta pek çok şey yaşadı birkaç kötü şey onu kırdı da. | Open Subtitles | لقد عانى الكثير في حياته بضع تعاويذ سيئة أعتقد أنها حطمته |
| Biliyor musun? Bahse girerim evde kırdı kalçasını. | Open Subtitles | اراهن على انها حطمته في المنزل |
| Hayır, sana boktan bir TV verdi sonra gelip onu da kırdı. | Open Subtitles | لا , أعطتك تلفاز سيئ وبعدها حطمته |
| Kalbini sen kırdın. | Open Subtitles | لقد حطمته بالفعل |
| Hey, onu sen kırdın, değil mi? | Open Subtitles | حطمته, ألم تفعل؟ ألم تفعل؟ |
| ─ Elbette ─ Şuna bakın... ─ Onu kırdın. | Open Subtitles | بالطبع تستطيع ذلك - ... انظر الى - لقد حطمته - لم يتحمّل وزن شخص نحيل - |
| Arabamın penceresi. Gloria kırdı. | Open Subtitles | نافذة سيارتي , " غلوريا " حطمته |
| Aynen öyle, kalbimi kırdı. | Open Subtitles | كما تقولين، لقد حطمته |
| Kardeşimi yalnız bırak. O kırdı. | Open Subtitles | - دعي أختي وشأنها، لقد حطمته |
| Bu kalbini kırdı. | Open Subtitles | لقد... حطمته هذه المشكلة. |
| Polis kapıyı kırdı. | Open Subtitles | الشرطة حطمته . |
| Sen kırdın, sen onaracaksın. | Open Subtitles | انت حطمته وانت ستصلحيه |