"حظيت بفرصة" - Translation from Arabic to Turkish

    • şansım vardı
        
    • fırsatı
        
    • fırsatım oldu
        
    • bir şansın
        
    • şansım olmuştu
        
    • şansım olsaydı
        
    Onun için değişme şansım vardı ama değişmekten korktuğum için bundan vazgeçtim. Open Subtitles حظيت بفرصة لأتغيّر إكراماً له لكنّ خوفي منعني
    Aileni bir arada tutmayı neden bu kadar önemsediğimi sormuştun çünkü bir zamanlar kendiminkine sahip olma şansım vardı. Open Subtitles سألتني لماذا أهتمّ بالحفاظ على شمل عائلتك لأنّي حظيت بفرصة ذات مرّة للحفاظ على شمل عائلتي
    Her neyse, seni çağırdım çünkü senin kitaba yazdığın tanıtım yazısını okuma fırsatı buldum. Open Subtitles على أيت حال, أنا استدعيتكِ هنا لأنني حظيت بفرصة لمراجعة مقالتكِ
    Onu kurtarma fırsatı elime geçmişti. Neyi seçtiğimi biliyorsun. Open Subtitles لقد حظيت بفرصة إنقاذها وقد رأيتم ما اخترت
    Kuzey Kutbu'nu ziyaret ettiğimde değişen koşulları bizzat görme fırsatım oldu. Open Subtitles حظيت بفرصة مشاهدة ظروف تغيير الجليد بنفسي، عندما زُرت القطب الشمالي
    Birkaç hafta önce, Suudi Arabistan'a gitme fırsatım oldu. TED منذ عدة اسابيع حظيت بفرصة الذهاب الى المملكة العربية السعودية
    Oh, şüphesiz, bir şansın vardı beni kontrol etmek için derinlemesine üzerime atlamadan önce. Open Subtitles وبالتأكيد، أنت... قد حظيت بفرصة... التحقق منّي...
    Bir keresinde beş yıldızlı lüks bir otelde kalma şansım olmuştu. TED وذات مرة حظيت بفرصة لأن أبيت في فندق فخم وخمس نجوم
    Hoşlandığım birini öpme şansım olsaydı tereddüt etmezdim. Open Subtitles لو حظيت بفرصة لتقبيل شخص يعجبني لما ترددت
    sonunda bir süreliğine başka biri olmak için, kaçma şansım vardı. Open Subtitles أخيراً... حظيت بفرصة للهرب لأكون شخصاً أخر لفترة من الزمن
    Hayatta kalıp, düzeltme fırsatı için minnettarım. Open Subtitles مدين له أني حظيت بفرصة لأعيش وأكفّر عنها
    Artık hepsini görme fırsatı bulduğuna göre, hala ailemizin bir parçası... olmak ister misin? Open Subtitles الآن بما أنك حظيت بفرصة مشاهدة كل شئ. هل مازلت تظنين أنه يمكنك أن تكوني جزئاً من عائلتنا الصغيرة ؟
    - Kar kaykayı görüntülerinize bakma fırsatım oldu. Open Subtitles حظيت بفرصة لفحص بعض من فيديوهات تزلج الثلوج
    Aslında uzaktayken ilişkiler hakkında düşünmeye fırsatım oldu. Ve... Open Subtitles في الواقع، بينما كنت هناك، حظيت بفرصة
    Allie'yle bir şansın olduğunu sanıyorsun, değil mi? Open Subtitles تظن أنك حظيت بفرصة معها, أليس كذلك؟
    Birden bire, başka bir şansım olmuştu. Open Subtitles وفي صدفه تائهة حظيت بفرصة اخرى.
    Bileğimdeki idrar torbasından kurtulma şansım olsaydı tereddüt etmezdim. Open Subtitles لو حظيت بفرصة لإزالة الكيس البولي لما ترددت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more