Belki bir fosil buldular, Bazı hayvanların buza gömülmüş artıklarıdır. | Open Subtitles | ربما وجدوا حفرية بقايا حيوان حرق فى الثلج |
Öyleyse, belirli bir katmanda bulunan bir fosil türü de belirli bir yaşta demektir. | Open Subtitles | فإذا وُجدت حفرية نوع في طبقة معينة، فمعنى ذلك أنها من عصر معين. |
Sonra, bunu âdeta bir kitap gibi... açarak, sayfaları yokluyor ve yeni bir fosil barındırıp barındırmadığına bakıyorsunuz. | Open Subtitles | وفتحها كالكتاب، لتنظر إلى كل صفحة بحثا عن حفرية أخرى. |
Bu gördüğünüz bilinen ilk insan fosili. Yaşı iki milyon yılın üzerinde. | Open Subtitles | هذه أقدم حفرية إنسان معروفة عمرها أكثر من مليوني عام |
Richard Owen'ın kendisi müzesi için, en hayret verici fosili satın aldı. | Open Subtitles | اشترى (ريتشارد أوين) نفسه حفرية مذهلة حقا لمتحفه. |
Onlara Mısır'dan gelirken üstüne binilmiş bir deve kuyruğu satmıştım. | Open Subtitles | -لقد بعت لهم " ذيل حفرية " من مصر |
Ve tam bu noktaya vardığı zaman daha önce görmediği türde küçük bir fosil dikkatini çekti. | Open Subtitles | وجد حفرية فى صخور ليـسترشـير القديمة وهذه .. هى الحفرية |
Bu, 'Archæopteryx' isimli bir fosil ve ilk müze müdürü olan Prof. Richard Owen tarafından, ...1862 yılından önce, korumaya alındı. | Open Subtitles | هي حفرية تسمى "أركيوب-تريكس" قام بحفطها هنا أول مديري المتحف البروفيسور ريتشارد اوين في العام 1862 |
Bu durum öyle bir raddeye geldi ki başbakan, İsveç'in dünyanın ilk fosil yakıt kullanmayan ülkesi olacağını açıkladı. | Open Subtitles | بأن "السويد" ستكون الأول في العالم الخالية من أي طاقة حفرية تهانينا - لقد صدمت - |
Kömürün içinde bulunan bir fosil arıyorum. | Open Subtitles | ما أبحث عنه هي حفرية هنا |
Onlara Mısır'dan gelirken üstüne binilmiş bir deve kuyruğu satmıştım. | Open Subtitles | -لقد بعت لهم " ذيل حفرية " من مصر |