"حفز" - Translation from Arabic to Turkish

    • motive
        
    • tetikledi
        
    • tetikleyen
        
    O kelimeler büyük ölçüde hayatımı motive eden şeylerdi. Open Subtitles كانت هذه الكلمات جزءا كبيرا مما حفز حياتي
    Eğer zanlı kendini kurban olarak hissetmiş ya da kendine yapılan bir adaletsizliği gördüyse bu onu intikam için motive etmiş olmalı sadece Wade Burke'e değil bütün şehir halkına karşı. Open Subtitles إن شعر الجاني أنه مستهدف كضحية أو أن هناك ظلما وقع به فقد يكون ذلك حفز حاجته للإنتقام ليس ضد وايد بورك فقط بل ضد المدينة كلها
    Biz konuşmaları dünyaya açtık ve birden dünyada milyonlarca insan konuşmacılarımızın fikirlerini yaymaya ve böylece bizim için yeni nesil konuşmacıları üye yapmayı ve motive etmeyi kolaylaştırdılar. TED فنحن كنا سابقاً قد عرضنا محادثات المؤتمر للعالم اجمع وفجأة اصبحت تلك المحادثات تعرض من قبل الملايين مما حفز افكار المتحدثين سنة بعد سنة والذي نظريا جعل الامر اكثر سهولة بالنسبة لنا لدعوة اشخاص جدد للتحدث لدينا .. دعوة جيل جديد
    Sanırım Chris'in ölümü, psikotik doğum sonrası depresyonla alakalı bir şeyi tetikledi. Open Subtitles وبإعتقادي وفاة كريس قد حفز شيء مماثل لـ إحباط ما بعد النٍفاس الذُهاني
    Bence dün gece bulunan çocukla ilgili haberi gördünüz ve bir şeyi tetikledi. Open Subtitles اظن انك رايت التغطية الاعلامية لذلك الفتى الصغير الذي وجدوه ليلة البارحة و ذلك حفز شيئا لديك
    Çok sinir bozucu ama cinayetleri tetikleyen ne? Open Subtitles ذلك عامل توتر جهنمي لكن ما الذي حفز جرائم القتل؟
    Evden ayrılmasını tetikleyen bir şey var mıydı? Open Subtitles هل كان هناك شيء محدد حفز رحيله؟
    Kurbanımızı motive eden şey bu muydu sence? Open Subtitles ... أتعتقدين أن هذا ما حفز ضحيتنا
    Otur da, götünü motive et sen. Open Subtitles حسناً, حفز مؤخرتك إلى الأسفل.
    New York'ta bir etkinlik düzenledik, tiyatroda ve tüm o büyük oyuncular geldiler - Susan Sarandon' dan Glenn Close' a, Whoopi Goldberg' e - ve bir akşamda bir performans sunduk. Bu dalgayı iyice tetikledi. TED و قمنا بتنظيم مناسبة في مدينة نيويورك، في المسرح و قد اتى كل هؤلاء الممثلين العظام -- من سوزن سارندن الى قلان كلوز، الى وبي قولدبرغ -- و قد قمنا بتقديم عرض واحد في احد الامسيات حفز ذلك هذه الموجة ، هذه الطاقة
    Jess, bir şey güvenlik kilitlerini tetikledi. Open Subtitles (جيس)، هناك شيء حفز الأقفال الأمنية
    Cinayetleri tetikleyen bu. Open Subtitles هذا ما حفز عمليات القتل
    Şüpheliyi tetikleyen Matthew'un ölümü olmalı. Open Subtitles موت (ماثيو) لا بد أنه ما حفز المشتبه للبدء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more