Aslında ağaçtan oyulmaları gerekiyor ama bıçak almama izin vermiyorlar. | Open Subtitles | هم حقاً يجب أن يكونوا منحوتين من الخشب لكنهم لم يتركوني أمتلك سكين |
Biliyorsun, bu konuda gerçekten birini görmen gerekiyor. | Open Subtitles | تعرف، أنت حقاً يجب أن ترى شخص ما حول ذلك |
Çünkü işe dönmem gerekiyor da. | Open Subtitles | ؟ لأنه أنا حقاً , يجب أن أعود للعمل |
gerçekten söylemeliyim ki, seni o tarz şapka ile görmek... | Open Subtitles | أنا حقاً يجب أن أقول بالنظر إليك وأنت ترتدي هذا |
Tanrım, bu eğlenceli görünüyor. Ama gerçekten geri dönmem lazım. | Open Subtitles | يا إلهي, هذا يبدو ممتعاً ولكنني حقاً يجب أن أعود |
gerçekten eve gitmem gerek. | Open Subtitles | الساعة هناك بالأعلى حقاً يجب أن أعود للبيت |
Kesin elime geçmesi gerekiyor. Paha biçilmez bir kanıt olabilir. | Open Subtitles | حقاً يجب أن أحصل عليه دليل ثمين |
gerçekten de işletme yöneticiliğine odaklanman gerekiyor. | Open Subtitles | "أنت حقاً يجب أن تركّز على "الإدارة الوسطى |
Geçekten tüm süslemeleri indirmemiz gerekiyor mu? | Open Subtitles | هل حقاً يجب أن تنزل جميع الحلي؟ |
"Gitmem gerekiyor. Çok fazla su içtim." | Open Subtitles | ( لا ) , ( أنا حقاً يجب أن أذهب لقد شربت الكثير من الماء ) |
Peki Barry, seni tekrar bekleyeceğiz ama cidden bir doktora görünmen gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً, (باري), سننتظرك مرة أخرى لكنك حقاً يجب أن ترى طبيباً |
gerçekten, derse gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | حقاً يجب أن أذهب للصف. |
Artık gitmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | إننا حقاً يجب أن نذهب |
Şu Jason denen herif gerçekten dışarılardaysa buradan gidebilmek için herkesi toparlamak istiyorum. | Open Subtitles | إذا كان جايسون هنا حقاً يجب أن أخبر الجميع لنخرج من هنا |
Her neyse, gerçekten önce buradan gerektiğini, bilirsin, sen kıyılmış olsun. | Open Subtitles | على كل حال ، أنت حقاً يجب أن تخرجي من هنا قبل أن تُقطعي |
Bakın efendim,size gerçekten birşey söylemeliyim. | Open Subtitles | سيدي ، أنا حقاً يجب أن أعترف بشأن شيء ما |
gerçekten istediğiniz bu mu ister misiniz müzayede evini arayayım eğer isterseniz arayabilirim. | Open Subtitles | هل حقاً يجب أن أتصل ..بدار المزاد. ثم توقّفني في الدقيقة الأخيرة؟ |
Millet, özür dilerim. gerçekten gitmem gerek. Piper'ın bana ihtiyacı var. | Open Subtitles | يا رفاق، أنا آسفة أنا حقاً يجب أن أذهب،بايبر تحتاجني |
Teşekkürler ama gerçekten geç kaldım taksiye binsem iyi olur. | Open Subtitles | شكراً لك لكن أنا حقاً يجب أن أستقل سيارة أجرة أنا متأخرة جداً |