"حقيبتك" - Translation from Arabic to Turkish

• Çantanı
• çantan
• çantana
• Çantanızı
• çantanız
• çantanın
• çanta
• çantayı
• bavulunu
• çantandan
• valizini
• çantandaki
• Bavulun
• Valizin
• çantanıza

Kızım Çantanı yere bırakma. Bu hayır kurumuna vermekle aynı şey.
يا فتاه, لا تتركِ حقيبتك على الأرضية هذا كأنكِ تُعطيه للصدقة

Eğer ten rengimden ötesine bakamayıp beni sadece Çantanı çalan biri olarak göremezsen...
إن كنتِ ترينني كشخصٍ ذي عرقٍ مختلف متناسيةً بأنني رجلٌ جاء ليسرق حقيبتك

Siyahi bir adamı Çantanı tutarken görünce hemen fesat düşünüyorsun demek?
،اذاً،انتِ ترين رجل اسود يحمل حقيبتك وفجأة تظنين انه يفعل شيئاً؟

Senin çantan dolu olursa, eşyalarından bazılarını ona yerleştiririz.
يمكننا وضع بعض اغراضك بها ان لم تكفى حقيبتك

Hayır, bu köpeğe Spaghettios adını verdim, ve az önce çantana kakasını yaptı.
لا , لقد اسميت ذلك الكلب سباجيتيوز و هو تغوط للتو في حقيبتك

Yaklaştıkça sırt Çantanızı indirirsiniz, böylece yere indiğinizde üzerinizde olmaz, ve paraşüt düşüşüne hazırlanırsınız.
وما ان تقترب .. تقوم تخفيض حقيبتك الى ادنى من خط العلام الموجود لكي لا تصبح فوقك اثناء الهبوط وعندما تستعد لفتح المظلة

Rosalie, annem bize bir mesaj yollamış hadi Çantanı topla bu gece Tilfordlarda kalacaksın.
روزلي ، أمك بعثت إلينا برسالة عليكِ أن توضبي حقيبتك وتقضي الليلة في منزل سيدة تلفورد

Eğer sen benim düzenimi bozacağını düşünüyorsan hilelerle dolu Çantanı al ve git.
يجب عليك ان تأخذ حقيبتك المملؤة بالسحر والذهاب بعيدا

Çantanı, tek koluna takmayı bırak.
توقف عن ارتداء حقيبتك بحزام واحد على كتفك

Daha hızlı yürüyebilesin diye Çantanı taşıdım sadece.
لقد حملت حقيبتك فقط, حتي تستطيعين الركض أسرع

Şuan meşgulum. Çantanı hazırladıktan sonra gel ve diğerleriyle kurabiye ye.
حسنا بعد أن تنتهي من تجهيز حقيبتك تعال وكل الكعك مع الآخرين

Çantanı arabamda bırakman benim hatam mı?
إذن أنا المخطئ أنكٍ نسيتٍ حقيبتك في سيارتي ؟ لا

çantan içinde oğlumdan bir notla bugün geldi.
لقد وصلت حقيبتك هذا الصباح مع ورقة من إبني

çantan sahte.
حقيبتك انها حقيبة مزيفة وليست من صنع مصمم

Bazen burnunu mendile siler ve mendili çantana koyarsın.
أحياناً عندما تنفخ أنفك في منديل وتضعه في حقيبتك

Tony, mektup. İşin bitince çantana koyacağım.
توني, سأضع البريد في حقيبتك عندما تنتنهي

- Albay, Çantanızı unuttunuz. - Evet, cipte bırakmışım.
ـ كولونيل، لقد نسيت حقيبتك ـ نعم تركتها في الجيب

Sorun yok, hanımefendi, geri aldık. Bu sizin çantanız mı?
حسناً , سيدتى لدينا الحقيبة هل هذه حقيبتك ؟

Şimdi sen kazansan bile, benim çantam senin çantanın canına okur.
لكن لعلمك، حتى لو إنتصرتي الآن، حقيبتي سوف تركل مؤخرة حقيبتك.

çantanın içine bir tane koymuş olmaları gerek. çanta?
من المفترض أن جرعتك الأولى موجودة في حقيبتك

Benden kibarca rica etseydiniz, sizin için o çantayı yukarı koyardım.
لو انك سألتينى بلطف , لكنت وضعت حقيبتك على الرف هناك

Uyanman için 15 dakikan, bavulunu yapman için 15 dakikan, yıkanman için de 15 dakikan var.
أمامك 15 دقيقة للإستيقاظ ومثلها لحزم حقيبتك ومثلها للإغتسال

Önce radyoyu aramayla başladı. Sonra hakkında casusluk yaptı. Şimdi de çantandan çıktı.
اولاً المكالمات، ومن ثم التلصص، ومن ثم وضعت يدها في حقيبتك

Hatta eğer istersen, valizini ben hazırlarım. Senin bundan ne kadar nefret ettiğini biliyorum.
سوف اجهز لك حقيبتك لو شئت, اعرف كم تكره هذا

Ve bu gerçekleşince, ben de evrak çantandaki bir başka çentik olacağım sanırım.
وعنما يحدث ذلك أعتقد أننى سأكون مثل ذلك الشق الذى على حقيبتك

Eğer Tulsa'dan yeni döndüysen, Bavulun nasıl burada olabilir?
إذا عادت للتو من تولسا، كيف حقيبتك ضربت أنت هنا؟

Acele ettirmek istemeyiz ama Valizin toplandı ve
نحن لا نريد أن نتسرع ولكن حقيبتك تم تعبأتها

Bayan, çantanıza yardım edebilir miyim?
سيدتي ، هل يمكنني تعطيك اليد مع حقيبتك ؟