kaltak gibi davranmam lazım. Geri dönüyoruz. | Open Subtitles | من المفترض أن أكون عاهرة حقيرة ارجعي للحفرة |
Evet, evet, Halloween, evet. Bir herif, bir kaltak, herneyse, adamım. | Open Subtitles | نعم نعم الهالوين ايا كان رجل وامرأة حقيرة |
Choi Hye Joo'nun ne iğrenç bir sürtük olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | انت لاتعرف كم هي حقيرة وشريرة , تشوي هاي جو |
Ama nasıl oluyorsa, daha bu konumu haketmediğine karar verdiğim için sürtük olan ben oluyorum. | Open Subtitles | وبشكل ما, انا حقيرة لاني قررت انك لا تستحقه بعد |
Sen bir avukat değilsin, seni orospu! | Open Subtitles | أنتِ بالتأكيد ليستِ محامية إنتِ إنسانة حقيرة |
Büyük bir kaltak olduğumu biliyorum, ama siz de hormonlarımın çıldırdığını bilmelisiniz. | Open Subtitles | أنا أعترف أني حقيرة و لكن لابد أن تعرفوا أن هورموناتي تسوقني للجنون |
Benimle oynamak mı istiyorsun? Hodri meydan, kaltak. | Open Subtitles | أتريدين أن تلعبى معى ، إذا فالنبدأ اللعب يا حقيرة |
Ne, çocuk yapmayı unutan zinacı bir kaltak mı? | Open Subtitles | ماذا , زانية حقيرة التي نسيت أن تحصل على أطفال |
Üzgün olduğunu söylüyor... böylesine sürtük olduğu için. | Open Subtitles | تقول لك أنها آسفة لأنها بدت كعاهرة حقيرة |
Ama bana inanın, yüzeyini kazırsanız altından zehir saçan bir sürtük çıkar. | Open Subtitles | لكن تحت السطح هي عجوز حقيرة مسممة، صدقني |
- Hiçbir şey. Aptalca bir mevzu. - O yüzden sürtük diyorum, neyse. | Open Subtitles | لا شيء, إنه شيء سخيف هذا ما أود قوله إنها حقيرة |
Parçalarını on ayrı yere dağıtacağım bir orospu. | Open Subtitles | عاهرة حقيرة, وسأجعلها تمشى عارية فى أرجاء المدينة |
Asla! Bu çocuk çetesi benim hakkımda iğrenç şeyler söyledi garsonlara." | Open Subtitles | لقد صرخ أطفال العصابة بأشياء حقيرة عنى للنوادل |
Ama bu, hayatı boyunca kötü işler yapacak demek, değil mi? | Open Subtitles | ولكن هذا يعني بأنها سيكون لديها وظائف حقيرة طوال حياتها , صحيح ؟ حد أدني للأجور |
Tüm dünyevi malın mülkün bu boktan otel odasının içinde ve eğer bugün aşırı doz alırsan, hiçkimse cesedini talep etme zahmetine girmez. | Open Subtitles | كل ماتملكينه في هذه الحياة غرفة حقيرة في نزل حقير و إذا أخذت جرعة مفرطة اليوم فلا أحد سيكلف نفسه عناء المطالبة بجثتك |
Niye kimse elini uzatıp, gerçeği söküp çıkarmıyor ve bana orospunun teki olduğumu ailemin ölmemi istediğini söylemiyor? | Open Subtitles | ..لِمَ لا يوجد شخصُ ..يصل لهنا ويقول لي الحقيقة باني سافلة حقيرة وانا والداي يرجوان بأن اكون مية؟ |
Biliyorum. Ve hamburgerini almakla ne kadar pislik yaptı. | Open Subtitles | أعلم، ويا لها من فتاة حقيرة أخذت شطيرة اللحم خاصتك، لماذا فعلت هذا? |
Bu geri zekalı bir fahişe için çok kendinden emince. | Open Subtitles | هذا غرور جداً بالنسبة لحمار من الركود، في حظيرة حقيرة. |
- berbat bir numara. - Bu da yeniyıl kutlamasının sonu. | Open Subtitles | يالها من خدعة حقيرة سنتغيب عن حفل رأس السنة |
Kâğıt bir bok torbasının içindeki bokları vurarak çıkartmaya yetmez. | Open Subtitles | لا تستطيع أن تضرب حقيبة لعينة مليئة بأوراق حقيرة. |
Ama yapmayacağız birşey var... o da bir gece pis bir sıçan gibi odasına sızıp onu uykusunda öldürmek. | Open Subtitles | و لكن هناك شىء واحد لن نفعلة أن نتسلل لغرفتها ليلاً كما لو كنا فئران حقيرة و نقتلها و هى نائمة |
şıllık filan olduğuna karar verirsen yani. | Open Subtitles | إن قررت أنها حقيرة أو شيء من هذا القبيل. |
Hayır biliyorum. Sen kokuşmuş fahişenin tekisin ve ben seni görmekten bıktım. | Open Subtitles | كلا أنت طفلة مدللة حقيرة وقد سئمت من منظرك. |
Şimdiye kadar rezil bir hayat yaşadım. | Open Subtitles | لقد عشتُ حياة حقيرة لِمدة طويلة |