tabiki ağlamıyorsun... bu birinci gerçek,ikinciside çok genç olduğun... benimle sabah sabah dalga geçmeyi bırak... ne oldu, Lajoji? | Open Subtitles | بالطبع لا... أين تَبْكي؟ تلك حقيقةُ والآخرُة بأنّك لسة شباب. |
Bu çok güzel, gerçek şu ki, kendi inançlarından vazgeçerek senin inanmanı fazlasıyla unursayan bir kocan var. | Open Subtitles | هذا جميلُ جداً إنَّ حقيقةُ أنَّ لديكِ زوجٌ يهتمُ لأمركِ كثيراً ويفعلُ ما يتوجبُ عليه فعله بطريقته الخاصه لجعلكِ تؤمنين بالأشياء |
gerçek şu ki Destin sıradan bisikleti kullanmayı unutabilirdi, yine de bu durum, uyum yeteneğimiz hakkında harika işaretler barındırmakta. | TED | حقيقةُ أنّ "ديستين" استطاع أن ينسى كيفية قيادة دراجته الاعتيادية لصالح واحدة جديدة، تُشير إلى شيء مُبهر عن قدرتنا على التكيّف. |
Bu bir film değil! Bu gerçek! | Open Subtitles | هذا لَيسَ فلم هذه حقيقةُ |
İçinde çok fazla gerçek vardır. | Open Subtitles | هنالكَ حقيقةُ جمّى بداخله |
Bu bir gerçek. | Open Subtitles | هي حقيقةُ. |
- başka bir numara daha mı brooksy? hayır bu gerçek. | Open Subtitles | هي حقيقةُ |
gerçek, Vogel kaçmayı denedi. | Open Subtitles | حقيقةُ (فوغل) حاول الفرّار. |