"حقيقيّة" - Translation from Arabic to Turkish

    • Gerçek
        
    • doğru
        
    • gerçekçi
        
    • gerçekti
        
    • ciddi
        
    • gerçektir
        
    • gerçekse
        
    • gerçekmiş
        
    • Hakiki
        
    • gerçeğim
        
    Bir önemi varsa, bu, bana sizin herkes gibi inişleri ve çıkışları olan bir gencin olduğu Gerçek bir aile olduğunuzu gösterdi. Open Subtitles .. إن كان هنالك أيّ شيء ، فهذا يوضح ليّ بأنكم عائلة حقيقيّة .. بكل الصدمات و الكدمّات التي قد يسببها المراهقيّن
    Gidip adam gibi bir kafeterya bulup Gerçek bir kahve içelim mi? Open Subtitles هذه مريعة أتريدين أن نبحث عن كافتيريا ونحصل على قهوة حقيقيّة ؟
    Bu filmin Gerçek bir hikayeden alıntı olmasına imkan yok. Open Subtitles حسناً، محالٌ أن يكون هذا الفيلم مستوحىً من قصّةٍ حقيقيّة.
    Her biriniz, bulduğunuz bir gerçekliğe sahip doğru olduğuna inandığınız bir bilgiye sahip ama şüphelinizden gelecek teyide ihtiyacınız var. Open Subtitles لدى كل منكم حقيقة وجدها معلومة تظن أنّها حقيقيّة لكن يجب أن تتأكدوا من مدى صدق المشبه به الخاص بكم
    Belki ortakları ona infazdan bahsetmemişlerdir kameralara gerçekçi bir tepki yansısın diye. Open Subtitles .ربما شركائه لم يُخبروه عن الإطلاق .أراد ردة فِعل حقيقيّة أمام الكاميرات
    Seninle aramızda olanlar gerçekti. Senin yerine beni seçti. Open Subtitles لقد كانت علاقتي معه حقيقيّة لقد أختارني أنا..
    Üçümüzün en sonunda Gerçek bir aile olmaya başladığını sanmıştım. Open Subtitles وظننتُ أنّ ثلاثتنا بدأنا في الأخير أن نُصبح عائلة حقيقيّة.
    Tek yaptığım onu Gerçek lav kullanmaması için ikna etmekti. Open Subtitles كفاكِ، جلّ ما فعلته كان إقناعه بعدم استخدام حمم حقيقيّة
    Faturalarımızı ödediğimiz için gurur duyuyorum. Hem de Gerçek Amerikan dolarıyla. Open Subtitles إنّي فخورة جدًّا أنّنا دفعنا فواتيرنا، وبدولاراتٍ أمريكيّة حقيقيّة هذه المرّة.
    Bana bunun hayatın boyunca hissettiğin en Gerçek şey olduğunu söylemiştin. Open Subtitles أخبرتني ذات مرّة أنّها أكثر مشاعر حقيقيّة شعرتِها في حياتك قطّ.
    Öğretmenlerin, öğrencilerinin durumu hakkındaki Gerçek bilgiye şu anda ihtiyaçları var. TED الأساتذة بحاجة إلى معلومة حقيقيّة على الفور حول ما الذي يحصل لتلاميذهم.
    Şimdi şuna bir bakın. Bu Gerçek bir akciğer. TED الآن لنُلق نظرة على هذا. هذه رئة حقيقيّة.
    Gerçek bile olsa, onu bulmak haftalar sürebilir. Open Subtitles ,حتى لو كانت القصّة حقيقيّة تلزمكِ أسبوع لتجديه ,ثق بي
    Hallet doktor. Gerçek bir gazeteci ile beraber Gerçek bir durum Open Subtitles بسرعة دكتور، قصّة حقيقيّة مع مراسل حقيقي.
    Bu fotoğraflardan birinin Gerçek olması için bana iyi bir neden göster. Open Subtitles أخبرني سبباً وجيهاً واحداً يشير إلى أنّ إحدى هاتَين الصورتَين حقيقيّة
    Bana doğru düzgün bir iş bulmamı söyleme. Open Subtitles أنتي لن تخبريني بأن أحصل على وظيفة حقيقيّة
    Üçüncü evre denemelerinde, sinir hücrelerinin dejenerasyonunu geciktirmede, gerçekçi sonuçlar alınmaya başlandı. Open Subtitles والمرحلة الثالثة من التجارب تظهر نتائج حقيقيّة في تأخير التنكّس العصبي
    Kendi gözlerimle gördüm. İşe yarıyordu. gerçekti. Open Subtitles رأيت ما جرى بأم عينيّ لقد نجحت، وكانت حقيقيّة
    ciddi bir durumda olduğunu ve annenin bunu bilmeye hakkı olduğunu düşündüm. Open Subtitles اعتقدتُ أنّك في ورطةٍ حقيقيّة وكان من المتوجّب على أمّكِ معرفة ما يحصل
    Birazdan size anlatacağım hikâye tamamen gerçektir. Open Subtitles القصّة التي على وشك أن أحكيها لكم حقيقيّة بالكامل
    Sanki gerçekmiş gibi hissettiğin inandırıcı deneyimler yaşadım. Open Subtitles لقد خضتُ هذه التجارب الحيّة كما لو أنّها حقيقيّة
    Sorgusuz sualsiz, bu tablolarin her birinin kesinlikle ve sorgulanamayacak bir sekilde Hakiki oldugunu söyleyebilmen gerekir. Open Subtitles ستحتاج للإعلان دون شكّ أنّ كلّ واحدة من هذه اللوحات حقيقيّة بشكل لا يُمكن إنكاره.
    Onu dinleme. O Gerçek değil. Ben gerçeğim. Open Subtitles لا تنصت له، فهو غير حقيقيّ لكنّي حقيقيّة وأنا ههنا، انظر لي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more