Kapıyı ardına kadar açık gördüm. Bugünlerde pek akıllıca şey değil. | Open Subtitles | ، رأيت الباب مفتوحاً . أنه ليس شيئاً حكيماً تلك الأيام |
Paris'ten sizi güvenli bir şekilde uzaklaştırmak daha akıllıca olmaz mı? | Open Subtitles | لا يَكُونَ حكيماً أَنْ يَكُونَ عِنْدَهُ أنت نشيط بسلامة خارج باريس؟ |
Gördünüz mü Leydim benimle yeniden yandaş olmakla çok akıllı bir seçim yaptınız. | Open Subtitles | كما ترين يا سيدتي العزيزة لقد كان رأياً حكيماً منكِ أن تسانديني مجدداً |
Dileğiniz akıllı olmak mı Sahib? | Open Subtitles | هل أمنيتك أن تكون رجلاً حكيماً يا صاحبي ؟ |
Eğer Kuzey Kutbu'ndan bilge bir adam gelip bana ayıların beyaz olduğunu söylerse ona inanabilirim, ama benim gördüğüm tüm ayılar boz renkliydi." | TED | لو أن حكيماً أتى من القطب الشمالي وقال لي أن الدببة بيضاء، فإني قد أصدقه، لكن كل الدببة التي رأيتها كانت بنية اللون". |
Ama bir adam ne kadar bilge olursa olsun, ...bir insandır, zayıflıkları olan bir insan. | Open Subtitles | و لكن مهما كان الرجل حكيماً فإنه لا يزال بشراً و له ضعف البشر |
Sıra sende... Umarım mantıklı bir karar verirsin. | Open Subtitles | الآن جاء دوركَ أتمني أن تختار قراراً حكيماً |
Bana saygı göstersen, akıllılık etmiş olursun. | Open Subtitles | ستكون حكيماً لو عاملتني بقليل من الاحترام |
akıllıca şeyler söylüyor Bayan Arvidsson. | Open Subtitles | والسيدة أرفيدسون كذلك تقول كلاماً حكيماً |
Nasıl isterseniz, akıllıca bir seçim değil belki, ama kesinlikle cesurca. | Open Subtitles | كما تأمر، ليس قراراً حكيماً ربما، لكن جريئاً بالطبع |
Ağır silahlı bir boğa, akıllıca bir seçim olmaz. | Open Subtitles | ذكرٌ مدججٌ بالسلاح لن يكون خياراً حكيماً |
Senin gibi kendince kusursuz olan birinin başkanı araştırarak aynı koltukta oturmaya devam edeceğini düşünmesi pek akıllıca değil. | Open Subtitles | وبرجل لا يرقى للشك مثلك لن يكون حكيماً البقاء في منصبك الحالي هذا المكتب سيقرر التحقيق في العمدة |
Gitmeniz akıllıca olmaz. Büyülü Orman hatırladığın gibi değil. | Open Subtitles | الرحيل ليس أمراً حكيماً لمْ تعد الغابة المسحورة كما تتذكّرينها |
Onu böylesine çökmüş görünce tüm korkaklığıma rağmen, akıllı bir adam olduğumu anlıyorum. | Open Subtitles | وعندما أرى الآن كم هو محطم أتعجب إن لم أكن رجلاً حكيماً من أجل جبني |
Eğer ninja olarak yaşamak istiyorsan, akıllı olmalısın. | Open Subtitles | إذا أردت أن تعيش كنينجا يجب أن تكون حكيماً |
O akıllı ve güçlü bir adamdı, ta ki frengi onu delirtene kadar. | Open Subtitles | لقد كان حكيماً وقوياً، حتى جاءه مرض الزهري |
Kriz dönemlerinde, bir kişi akıllı olmalı. | Open Subtitles | في أوقات الأزمات يجب أن يكون المرء حكيماً |
Kim aynı anda bilge, şaşkın sakin, öfkeli sadık, hem de tarafsız olabilir? | Open Subtitles | من يكون حكيماً ومذهولاً ومستعراً موالياً ومحايدا فى آن واحد؟ |
Bence kahraman biri bilge, güçlü ve çok yetenekli olmalı. | Open Subtitles | أعتقد أن البطل يجب أن يكون حكيماً قوياً و موهوباً جداً |
Eksiksiz ve bilge bir lider olmak istiyorsan Güç'e olan bakış açını genişletmelisin. | Open Subtitles | ان كنت تتمنى ان تصبح كاملاً . وقائداً حكيماً فعليك ان تتقبل وجهة نظر اكبر من القوة |
Cesur olmak iyi, ama bazen mantıklı olmak daha iyidir. | Open Subtitles | من الجيد ان تكون شجاع لكن احياناً من الافضل ان تكون حكيماً |
Benim danışıklı dövüşümü kabul ederek akıllılık ettin. | Open Subtitles | لقد كنت حكيماً لقبولك عرضي في التواطؤ. |
Bu işi bitirecek kadar Zeki olmalısın. | Open Subtitles | حسناً في هذه اللجنة يجب ان تكون حكيماً لاتيانك هنا |
Bu etiğe aykırı, doktorun olarak buradayım. | Open Subtitles | إنـه ليس شيئاً حكيماً أنـا هنـا بصفتي دكتورتك |
Okul hâlâ açıkken bilgece nasihatlerime ihtiyacınız olduğunun farkında mısınız? | Open Subtitles | تعرفون أنه ينبغي أن تتمنوا أن أكون حكيماً أثناء انعقاد الفصول الدراسية, صحيح؟ |